Meydana gelen zararlarda kimin, ne ölçüde ve ne şekilde sorumlu olması gerektiğinin belirlenmesi toplumsal huzur ve adalet duygularının sağlanması için gereklidir. Bu sebeple hukuki sorumluluk, hukuk düzenlerinin çok eski zamanlardan beri önem verdiği ve düzenlediği bir alandır.
İlk çağlarda kısas ilkesi ile çözümlenen bu durum, zamanla toplumsal hayatın gelişmesi ile kusur sorumluluğuna dönmüş, ardından toplumsal hayatın gelişiminin yanında 18. Yüzyıldan itibaren özellikle sanayi ve teknolojik gelişmelerin de etkisiyle istisnai bazı hallerde kusursuz sorumluluğun kabul edildiği bir hal almıştır.
Bu gelişmelerle birlikte eskiden tek başına çalışılarak yapılan birçok iş, birlikte çalışılan yerlerde yapılmaya başlanmıştır. İnsanlar yanlarında işlerine yardımcı olabilecek ya da doğrudan o işi yapabilecek kişiler çalıştırmaya başlamışlardır. İşte bu sebeple, yapılacak işte bir çalıştırılandan faydalanıldığı zaman onun sebep olduğu zararlardan kimin sorumlu olacağı meselesinin de belirlenmesi gerekmiştir. Hakkaniyet, hakimiyet, yarar ve zarar dengesinin sağlanması, sebep olma, tehlike yaratma ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi düşüncelerle çalıştıran kişinin çalıştırılanın fiilinden sorumlu olması gerektiği ileri sürülmüştür.
Adam çalıştıranın sorumluluğu, hangi düşüncesinin eseri olursa olsun sorumluluğun varlığının bağlı olduğu unsurların neler olduğu, bu unsurların hangi şartlarda gerçekleştiğinin kabul edileceği, sınırları, adam çalıştıranın yükümlülüğü ve kurtulma imkanlarının var olup olmayacağının da belirlenmesi gerekecektir. Zira elbette sadece yanında birini çalıştırmak, sorumluluğun varlığı için yegane unsur olmamalıdır.
Adam çalıştıranın sorumluluğu TBK. m. 66’da mehaz İs.BK. m. 55’e uygun olarak;
“Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.”
şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninde BK. m. 55’ten farklı olarak işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olması gerektiği de belirtilmiştir. Ayrıca 66. madde TBK. düzenlemesinde “özen sorumluluğu” başlığı altında düzenlendiği için bu düzenleme ile adam çalıştıranın sorumluluğunun özen sorumluluğu olduğu da netlik kazanmıştır.
TBK düzenlemesine göre adam çalıştıranın sorumluluğu onun objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle adam çalıştıran çalıştırdığı kişinin fiilinden değil, kendi fiilinden sorumludur.
Adam çalıştıranın sorumluluğu üzerine yapılmış bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde söz konusu sorumluluk için bilinmesi gereken temel kavramlar, sorumluluğun dayanakları, tarihsel gelişimi, hukuki niteliği, başka sorumluluk türleri ile karşılaştırılması ve özel olarak düzenlendiği haller üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise sorumluluğun unsurları, sorumluluk karinesi ve sorumluluktan kurtulma yolları açıklanmıştır. Üçüncü bölümde de sorumluluğun hukuki sonuçları belirtilmiştir.
- Açıklama
Meydana gelen zararlarda kimin, ne ölçüde ve ne şekilde sorumlu olması gerektiğinin belirlenmesi toplumsal huzur ve adalet duygularının sağlanması için gereklidir. Bu sebeple hukuki sorumluluk, hukuk düzenlerinin çok eski zamanlardan beri önem verdiği ve düzenlediği bir alandır.
İlk çağlarda kısas ilkesi ile çözümlenen bu durum, zamanla toplumsal hayatın gelişmesi ile kusur sorumluluğuna dönmüş, ardından toplumsal hayatın gelişiminin yanında 18. Yüzyıldan itibaren özellikle sanayi ve teknolojik gelişmelerin de etkisiyle istisnai bazı hallerde kusursuz sorumluluğun kabul edildiği bir hal almıştır.
Bu gelişmelerle birlikte eskiden tek başına çalışılarak yapılan birçok iş, birlikte çalışılan yerlerde yapılmaya başlanmıştır. İnsanlar yanlarında işlerine yardımcı olabilecek ya da doğrudan o işi yapabilecek kişiler çalıştırmaya başlamışlardır. İşte bu sebeple, yapılacak işte bir çalıştırılandan faydalanıldığı zaman onun sebep olduğu zararlardan kimin sorumlu olacağı meselesinin de belirlenmesi gerekmiştir. Hakkaniyet, hakimiyet, yarar ve zarar dengesinin sağlanması, sebep olma, tehlike yaratma ve objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi düşüncelerle çalıştıran kişinin çalıştırılanın fiilinden sorumlu olması gerektiği ileri sürülmüştür.
Adam çalıştıranın sorumluluğu, hangi düşüncesinin eseri olursa olsun sorumluluğun varlığının bağlı olduğu unsurların neler olduğu, bu unsurların hangi şartlarda gerçekleştiğinin kabul edileceği, sınırları, adam çalıştıranın yükümlülüğü ve kurtulma imkanlarının var olup olmayacağının da belirlenmesi gerekecektir. Zira elbette sadece yanında birini çalıştırmak, sorumluluğun varlığı için yegane unsur olmamalıdır.
Adam çalıştıranın sorumluluğu TBK. m. 66’da mehaz İs.BK. m. 55’e uygun olarak;
“Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.
Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.
Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.”
şeklinde düzenlenmiştir. Madde metninde BK. m. 55’ten farklı olarak işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olması gerektiği de belirtilmiştir. Ayrıca 66. madde TBK. düzenlemesinde “özen sorumluluğu” başlığı altında düzenlendiği için bu düzenleme ile adam çalıştıranın sorumluluğunun özen sorumluluğu olduğu da netlik kazanmıştır.
TBK düzenlemesine göre adam çalıştıranın sorumluluğu onun objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanmaktadır. Bir başka deyişle adam çalıştıran çalıştırdığı kişinin fiilinden değil, kendi fiilinden sorumludur.
Adam çalıştıranın sorumluluğu üzerine yapılmış bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde söz konusu sorumluluk için bilinmesi gereken temel kavramlar, sorumluluğun dayanakları, tarihsel gelişimi, hukuki niteliği, başka sorumluluk türleri ile karşılaştırılması ve özel olarak düzenlendiği haller üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise sorumluluğun unsurları, sorumluluk karinesi ve sorumluluktan kurtulma yolları açıklanmıştır. Üçüncü bölümde de sorumluluğun hukuki sonuçları belirtilmiştir.Stok Kodu:9786059263603Boyut:16x24Sayfa Sayısı:318Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2017 MayısKapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:1. HamurDili:Türkçe