Mağdurun ve toplumun korunması amacıyla, adli bir karara dayalı olarak, şüpheli, sanık veya hükümlünün toplum içerisinde elektronik sistem veya araçlar ile izlenmesi, gözetim ve denetim altında tutulmasında bir yöntem olarak kullanılmakta olan Eİ, yabancı hukuklarda olduğu gibi Türk ceza hukuku bakımından da son derece önemlidir.
05.04.2012 gün ve 6291 sayılı Kanun’un 4’ncü maddesi ile 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu (DSHK)’da değişiklik yapılmış; Bu Kanun’a, “Elektronik cihazların kullanılması suretiyle takip” kenar başlığını taşıyan 15/A hükmü eklenmiştir. Eİ, yapılan bu değişiklik ile Türk ceza hukuku sistemine dahil edilmiş ve bir kısım adli kararların, Eİ ile yerine getirilmesi mümkün hale getirilmiştir.
20.01.2013 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTEGM), Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı (DSDB) bünyesinde, Elektronik İzleme Merkezi kurulmuş, anılan tarihten bugüne kadar yaklaşık olarak 50.000 kişinin Eİ ile takibi gerçekleştirilmiştir. Elektronik İzleme Merkezi ile aynı anda 5.000 kişinin takibinin yapılması mümkündür. Bununla birlikte bu gün için ancak 3.000 kişinin takibi Eİ yöntemi ile gerçekleştirilmektedir.
Yabancı hukuk sistemlerinde çok daha aktif olarak kullanılmakta olan Eİ’nin, Türk ceza hukuku bakımından da etkin bir biçimde kullanılması ve bu gün için ceza infaz hukukunda yaşanmakta olan birçok sıkıntı ile cezaevelerinin aşırı kalabalıklaşmasına care olması mümkündür.
Bu önemine rağmen, Eİ tüm boyutları ile Türk ceza hukuku doktrininde yeterince ele alınmamıştır. Eİ’nin müstakil eserler içerisinde incelenmesi ve bu konuda yapılması gereken değişikliklere değinilmesi önemlidir. Doktrinde bu hususta var olan boşluğun bir parça giderilmesi ve Eİ’nin gerçekleştirilmesini sağlayan denetimli serbestlik birimlerinde çalışan uygulamacıları da katkıda bulunması amacıyla, bu eser oluşturulmuştur.
- Açıklama
Mağdurun ve toplumun korunması amacıyla, adli bir karara dayalı olarak, şüpheli, sanık veya hükümlünün toplum içerisinde elektronik sistem veya araçlar ile izlenmesi, gözetim ve denetim altında tutulmasında bir yöntem olarak kullanılmakta olan Eİ, yabancı hukuklarda olduğu gibi Türk ceza hukuku bakımından da son derece önemlidir.
05.04.2012 gün ve 6291 sayılı Kanun’un 4’ncü maddesi ile 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu (DSHK)’da değişiklik yapılmış; Bu Kanun’a, “Elektronik cihazların kullanılması suretiyle takip” kenar başlığını taşıyan 15/A hükmü eklenmiştir. Eİ, yapılan bu değişiklik ile Türk ceza hukuku sistemine dahil edilmiş ve bir kısım adli kararların, Eİ ile yerine getirilmesi mümkün hale getirilmiştir.
20.01.2013 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTEGM), Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı (DSDB) bünyesinde, Elektronik İzleme Merkezi kurulmuş, anılan tarihten bugüne kadar yaklaşık olarak 50.000 kişinin Eİ ile takibi gerçekleştirilmiştir. Elektronik İzleme Merkezi ile aynı anda 5.000 kişinin takibinin yapılması mümkündür. Bununla birlikte bu gün için ancak 3.000 kişinin takibi Eİ yöntemi ile gerçekleştirilmektedir.
Yabancı hukuk sistemlerinde çok daha aktif olarak kullanılmakta olan Eİ’nin, Türk ceza hukuku bakımından da etkin bir biçimde kullanılması ve bu gün için ceza infaz hukukunda yaşanmakta olan birçok sıkıntı ile cezaevelerinin aşırı kalabalıklaşmasına care olması mümkündür.
Bu önemine rağmen, Eİ tüm boyutları ile Türk ceza hukuku doktrininde yeterince ele alınmamıştır. Eİ’nin müstakil eserler içerisinde incelenmesi ve bu konuda yapılması gereken değişikliklere değinilmesi önemlidir. Doktrinde bu hususta var olan boşluğun bir parça giderilmesi ve Eİ’nin gerçekleştirilmesini sağlayan denetimli serbestlik birimlerinde çalışan uygulamacıları da katkıda bulunması amacıyla, bu eser oluşturulmuştur.
Stok Kodu:9786051460536Boyut:16x23,5Sayfa Sayısı:400Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2020 OcakKapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:1. HamurDili:Türkçe
Yrd. Doç. Dr. Soner Hamza Çetin
1963 doğumlu olan Soner Hamza ÇETİN, İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara’da tamamladı. 1981 yılında girdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1985 yılında dereceyle mezun oldu.
Hâkim ve Savcı Adayları Eğitim Merkezi 1. Dönem birincisi olarak Yozgat Cumhuriyet Savcı Yardımcısı olarak göreve başladıktan sonra, sırasıyla, Cizre, Safranbolu ve Bayburt Cumhuriyet savcılığı görevlerinde bulundu.
1999 yılında, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı nezdinde Adalet Müfettişi olarak atandı. 2005 yılında Adalet Başmüfettişi oldu. Bu görevini 29. 03. 2011 tarihine kadar sürdürdü. Belirtilen tarihte İzmir Cumhuriyet Savcısı olarak atandığı bu görevinden 19. 03. 2012 tarihinde emekli oldu. Mart 2012’de Mevlana Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim dalına Yrd. Doç. Dr. olarak atandı. Halen bu görevini sürdürmektedir.
Meslekî ve Akademik Çalışmaları :
1985 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Bölümünde Yüksek Lisans Programını tamamladı. Türkiye’de ilk kez bir akademik çalışmaya konu edilen Yüksek Lisans Tezi olan “İpotekli Borç Senedi ve İrad Senedi” isimli çalışması, 2004 yılında, Bilge Yayınevi tarafından kitap olarak yayınlandı.
“CMK’da Uzlaşma” konulu makalesi Türkiye Barolar Birliği Dergisi Mayıs 2009 sayısında yer aldı.
2006 yılında Yeditepe Üniversitesi İngilizce Hazırlık sınıfını bitirdi.
Bu Üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku doktora programında, 12. 01. 2011 tarihinde oybirliği ile kabul edilen “Türk Ceza Kanunu’nda Seçenek Yaptırımlar, TCK m. 50” isimli tezi, pekiyi derece ve yüksek onur belgesi ile doktor unvanını elde etti.
“Türk Ceza Kanunu’nda Seçenek Yaptırımlar” isimli çalışması 2011 yılında Adalet Yayınevi tarafından kitap olarak yayınlandı.
Medenî Durumu :
1988 yılında, halen Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimi olan Emine HALMAN ÇETİN ile evlendi. İki çocuk babası olan Soner Hamza ÇETİN’in, 1990 doğumlu olan kızı Müge, Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 1995 doğumlu olan Ece ise, İzmir Milli Piyango (Tuğba Özbek) Anadolu Lisesi 4. sınıf öğrencisidir.