Haksızlık Yanılgısının Ceza Sorumluluğuna Etkisi
Haksızlık yanılgısının ceza sorumluluğu üzerindeki etkisinin belirlenmesi, haksızlık bilincinin suç teorisindeki konumunun tespitini zorunlu kılmaktadır. Zira, haksızlık yanılgısının ceza sorumluluğuna etkisi, esasen bu sorunun çözümüne bağlanan önemli sonuçlardan biridir. Haksızlık bilincinin suç teorisindeki konumu ise, kusur kavramının tarihi gelişim sürecinde tartışmaların merkezinde yer alan ve bu alandaki teorilerin şekillenmesinde rol oynayan meselelerden biri olmuştur. Bu nedenle, haksızlık bilincinin suç teorisi içindeki yerinin, kusura bu alanda izafe edilen fonksiyondan bağımsız olarak açıklanabilmesi mümkün değildir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "hata" başlığını taşıyan 30. maddesinde yer alan düzenleme, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde Türk ceza hukuku doktrinine hakim olan klasik ceza hukuku sistemindeki psikolojik kusur kavramı ve bu kavramın ürünü olan kast teorisinin terk edildiğini; bunun yerine normatif kusur kavramı ve kusur teorisinin tercih edildiğini ortaya koyması bakımından önemli bir adımdır. Özellikle, maddenin haksızlık yanılgısını düzenleyen 4. fıkra hükmünü, "error iuris nocet" ilkesi karşısında kusur ilkesinin zaferi olarak nitelendirmek mümkündür.
Çalışmada; haksızlık bilincinin suç teorisi içindeki konumu ve muhtevası, haksızlık yanılgısı kavramı ve tarihi gelişim süreci, haksızlık bilinci ile haksızlık yanılgısı arasındaki sınırın belirlenmesi, haksızlık yanılgısının kaçınılabilirliği konuları ele alınmıştır.
Haksızlık Bilincinin Suç Teorisindeki Konumu ve Muhtevası | |
Haksızlık Yanılgısı | |
Haksızlık Yanılgısının Kaçınılabilirliği |
- Açıklama
Haksızlık yanılgısının ceza sorumluluğu üzerindeki etkisinin belirlenmesi, haksızlık bilincinin suç teorisindeki konumunun tespitini zorunlu kılmaktadır. Zira, haksızlık yanılgısının ceza sorumluluğuna etkisi, esasen bu sorunun çözümüne bağlanan önemli sonuçlardan biridir. Haksızlık bilincinin suç teorisindeki konumu ise, kusur kavramının tarihi gelişim sürecinde tartışmaların merkezinde yer alan ve bu alandaki teorilerin şekillenmesinde rol oynayan meselelerden biri olmuştur. Bu nedenle, haksızlık bilincinin suç teorisi içindeki yerinin, kusura bu alanda izafe edilen fonksiyondan bağımsız olarak açıklanabilmesi mümkün değildir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "hata" başlığını taşıyan 30. maddesinde yer alan düzenleme, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde Türk ceza hukuku doktrinine hakim olan klasik ceza hukuku sistemindeki psikolojik kusur kavramı ve bu kavramın ürünü olan kast teorisinin terk edildiğini; bunun yerine normatif kusur kavramı ve kusur teorisinin tercih edildiğini ortaya koyması bakımından önemli bir adımdır. Özellikle, maddenin haksızlık yanılgısını düzenleyen 4. fıkra hükmünü, "error iuris nocet" ilkesi karşısında kusur ilkesinin zaferi olarak nitelendirmek mümkündür.
Çalışmada; haksızlık bilincinin suç teorisi içindeki konumu ve muhtevası, haksızlık yanılgısı kavramı ve tarihi gelişim süreci, haksızlık bilinci ile haksızlık yanılgısı arasındaki sınırın belirlenmesi, haksızlık yanılgısının kaçınılabilirliği konuları ele alınmıştır.Konu BaşlıklarıHaksızlık Bilincinin Suç Teorisindeki Konumu ve Muhtevası Haksızlık Yanılgısı Haksızlık Yanılgısının Kaçınılabilirliği Stok Kodu:9789750240768Boyut:16 x 24Sayfa Sayısı:216Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2016 AralıkKapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:1. HamurDili:Türkçe