Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık Hakkında
Y.13.C.D. 2016/9991 E. 2017/7593 K. 20/06/2017 Tarih
ÖZET : Müştekinin soruşturma aşamasında kısmi iadeye rıza gösterdiği dikkate alındığında, bu rızanın kovuşturma evresine de yansıyacağından hareketle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekir.
DAVA VE KARAR : Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde eylemin nitelikli hırsızlık suçuna dönüşeceği ve eylemi uzlaşma kapsamı dışına çıkaracağı gözetilip yüklenen suçu gece vakti işlediği anlaşılan sanık hakkında uzlaşma hükümleri uygulanamayacağı belirlenerek yapılan incelemede,
Sanığın 19.01.2011 günü çalınan 17 adet aküyü sattığı şahıs olan...' den aküler kolluk görevlilerince alınarak müştekiye teslim edildiği ancak...'nin bozma sonrası beyanından zararının giderilmemiş olduğu anlaşılmış ise de, 24.01.2011 günü sanığın yakalandığında suça konu dört adet aküyü çaldığı yeri görevlilere göstererek henüz müracaatı bulunmayan müşteki İ..'e teslimini sağladığı müştekinin bozma sonrası TCK'nın 168. maddesinin uygulanmasına rızasının olduğunu beyan etmesi karşısında; tebliğnamedeki TCK'nın 168. maddesinin uygulanamayacağı yönündeki düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Sanığın, soruşturma aşamasında kısmi iadede bulunduğu ve müşteki İ..'in de kısmi iade nedeniyle TCK'nın 168. maddesinin uygulanmasına rıza gösterdiğinin anlaşılması karşısında; soruşturma aşamasında yapılan kısmi iadeye rıza kovuşturma aşamasında gösterilse dahi sanık hakkında TCK'nın 168/2. maddesinde belirlenen oran da gözetilerek, TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi ve sanık hakkında hükmedilen cezadan T.C.K.'nun 143 ve 43/1. maddeleri gereğince artırım yapıldıktan sonra belirlenen 1 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasından T.C.K.'nun 168. maddesinin hangi fıkrasının uygulandığı da belirtilmeden 1/2 oranında indirim yapılarak 9 ay 10 gün hapis cezası yerine 7 ay 10 gün ve T.C.K.'nun 62. maddesinin uygulanması suretiyle sonuç cezanın 7 ay 23 gün yerine 6 ay 11 gün olarak belirlenmesi,
2- "Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen "seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına" hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu ve kasten işlemiş olduğu suç dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ VE İSTEM : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 326/son. maddesi gereği sanığın ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine 20.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.