0

Katkı Payı Davasının Boşanmadan Sonra Açılabileceği Hakkında

 

Y.8.H.D. 2015/13072 E. 2017/2745 K. 28/02/2017 Tarih

ÖZET: Boşanma davasının feri’leri niteliğinde olmayan mal rejimi tasfiyesi kurumu, boşanma davasının konusunu teşkil etmediğinden, boşanma davasında bu hususa ilişkin bir maddenin bulunmaması katkı payı davasının sonradan açılamayacağı anlamına gelmemektedir.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

Davacı asıl ..., davalı ile 10/02/2011 tarihinde evlenip ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29/02/2012 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalının evlenmeden önce satın aldığı 2008 model aracına 2011 yılı Mayıs ayı içerisinde kendisine ait kredi kartı ile .. yakıt sistemi takıldığını ve ödemelerde kendisinin de katkıda bulunduğunu, davalının aracı 10/02/2012 tarihinde sattığını, araca yapılan katkı nedeni ile aracın daha yüksek bedelle satıldığını, bu katkının kendisine ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 990,00 TL'in faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Mahkemece, tarafların boşanmalarına ilişkin ... 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/113 esas 108 karar sayılı kararın incelenmesinden; davacısının ..., davalısının... olduğu, tarafların anlaşmalı olarak birlikte imzalayıp sundukları protokol ile boşandıkları, dosya davacısı...'in boşanma dosyasında "davacı ile boşanma ve boşanmanın ekonomik sonuçları konusunda anlaştık, buna ilişkin protokolü dosyaya ibraz ettik, baskı altında değilim, serbest iradem ile beyanda bulundum, sözlü yargılama için gün tayin edilmesini istemiyorum, anılan protokol gereğince davacı ile boşanmamıza karar verilmesini talep ederim " şeklinde beyanda bulunduğu, beyanının doğruluğunu imzası ile onayladığı, beyanlar doğrultusunda tarafların TMK'nun 166/3 maddesi gereğince boşandıkları, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunması, anlaşmalı boşanmaya ilişkin ilgili mahkeme kararı ve tüm dosya kapsamından tarafların TMK 166/3 maddesi gereğince birlikte hazırlayıp mahkemeye sundukları ve altını imzaladıkları protokol ile boşandıkları, anlaşmalı boşanma şartları gereği tarafların boşanma, maddi manevi tazminat, yoksulluk nafakası, katkı payı ve tüm diğer sonuçlarında anlaştıkları ve mahkemece boşanmalarına karar verildiği, dolayısıyla davacı tarafın boşanma kararı kesinleştikten sonra katkı payı alacağına ilişkin dava açmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimine yönelik anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler.

Somut olaya gelince; Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; karar hukuka aykırıdır. Davacının boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 29.02.2012 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki ifadesi, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama barındırmamaktadır. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, protokol yanlış yorumlanarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.

 

HÜKÜM :  Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı tarafın yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 



Bu Bilgi Yararlı Oldu mu?
Anket Sonuçları
Kapat