0
%10
Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Aristo Yayınevi

Yeni 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında GüncelleştirilmişMarka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri

Liste Fiyatı : 500,00
İndirimli Fiyat : 450,00
Kazancınız : 50,00
9786052332030
362124
Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri
Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri Yeni 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında Güncelleştirilmiş
450.00

18. yüzyılın ikinci yarısında buharlı makinenin icadıyla birlikte İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, yalnız dünyanın çehresini değiştirmemiş aynı zamanda sanayileşen toplumdaki insanın hayata bakışını, alışkanlıklarını, inançlarını, değer yargılarını, beğeni ve seçimlerini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Bu değişim, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bilgisayarın hayatımıza girmesiyle ivme kazanmış ve günümüze kadar baş döndürücü bir hızla devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca yetişmiş insanını kaybeden ve yerle bir olan Avrupa, bu savaşın sonunda yeni bir dünya düzeni kurmanın kaçınılmaz olduğunu anlamıştır. Birleşik bir Avrupa idealini gerçekleştirmek üzere önce demir ve kömür birliğini kurmuş, daha sonra Avrupa Topluluğu aşamasından geçmiş ve Avrupa Birliği'ne ulaşmıştır.

Avrupa Birliği, ekonomik, ticari ve siyasi bir güç olmasının yanında, aynı zamanda maddi hukuk kuralları koyan bir topluluktur. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Hukuku normlarını kendi iç hukuklarına yansıtmak ve iç hukuklarını bu normlara uygun hale getirmek zorundadırlar.

1965 tarihli ve 551 sayılı Markalar Kanunu, gerek iç hukuka yönelik yetersiz düzenlemeler gerekse Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerle çelişen hükümler içermesi nedeniyle kifayetsiz olduğuna ilişkin eleştirilere uğruyordu. Bu eleştirileri ortadan kaldırmak maksadıyla ve Avrupa Birliği'ne üye olmaya aday bir ülkenin iç mevzuatının, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesini teminen, 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK, marka haklarının Avrupa Birliği'nde geçerli olan koruma düzeyine denk biçimde korunabilmesi için çıkarılmıştır.

556 sayılı KHK'nin kaynağını büyük ölçüde, “Avrupa Topluluğu'nun Ticaret Markalarına İlişkin Olarak Üye Devletlerin Hukuklarının Uyumlaştırılmasına Dair 89/104/EWG sayılı Birinci Konsey Yönergesi” oluşturur. Ayrıca “40/94 Sayılı Topluluk Markası Tüzüğü”nden de yararlanılmıştır.

556 sayılı KHK'nin yürürlüğe girmesinden sonra uygulamada ortaya çıkan sorunlar sebebiyle KHK, önce 03.11.1995 tarih ve 4128 sayılı Kanunla, daha sonra da 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Kanunla bazı değişikliklere uğramıştır. Ancak Kanunda yapılan bu revizyonlar uygulamadaki sorunları ortadan kaldırmaya yetmemiştir. Bu sebeple 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 10.01.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak bazı hükümleri dışında yürürlüğe girmiştir.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, 21.04.2017 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” 30047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun birinci maddesinde; bu kanunun amacının marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleşmesine katkı sağlanması olduğu belirtilmektedir.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsar niteliktedir.

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 24.06.1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnameyi ve 22.09.1995 tarihli ve 566 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnameyi yürürlükten kaldırmıştır (m.191).

Ancak bu kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacaktır(Geçici Madde 1/1). Yine aynı şekilde, bu kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış ulusal patent ve faydalı model başvuruları da başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacaktır (Geçici Madde 1/2).

Bu Kanunun geçici ikinci maddesinde; bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği belirtilmiştir. Eserimizi güncelleyerek ikinci basıya hazırladığımız dönemde(yalnızca) Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” çıkarılmış olduğundan, elinizdeki eser bu çerçevede hazırlanmıştır.

Bu eser tarafımdan 2007 yılında Profesörlük Takdim Tez'i olarak yazılmıştır. Eser, “Profesörlük Eser Takdim Jürisi” tarafından oybirliğiyle kabul edilmiştir.

Bu eserin ilk baskısı 2008 yılında yapılmış ve kısa sürede tükenmiştir.

Biz bu eserde, marka olabilecek işaretlerin neler olabileceği ve mutlak tescil engellerinden ne anlamak icap ettiği hususları üzerinde durduk. Konuya açıklık getirmek maksadıyla Türk, Alman ve İsviçre hukuk doktrininden yararlandığımız gibi konuya ilişkin Yargıtay içtihatları, İsviçre ve Alman Federal Mahkeme kararlarını araştırarak eserimize ayrıntılı bir şekilde işledik.

Bu eserin ilk baskısının üzerinden on yıla yakın bir süre geçmiş ve ilk basısı tükenmiştir. 10.01.2017 tarihinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun ve Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, bizim bu eseri yazarken yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname yürürlükten kalkmış, dolayısıyla eseri güncelleme ihtiyacı doğmuştur.

Her ne kadar Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil engelleri konusunda mülga 556 sayılı KHK'nın ilgili hükümleri ile (yeni) 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun konuya ilişkin hükümleri arasında bazı madde hükümlerinin eklenmesi dışında içerik itibariyle önemli bir değişiklik olmamakla birlikte, eserimizi ikinci baskıya hazırlarken esere, 2010 yılından günümüze kadar Yargıtay'ın vermiş olduğu yeni kararlar eklenmiş ve eser yeni kanuna uyarlanmıştır.

Prof. Dr. A. Lerzan Yılmaz

0 Marka hukukuna ilgisi olan arkadaşlarımız açısından oldukça faydalı olacak bir eser.
0 marka hukuku ile ilgilenenler ve marka vekilleri için faydalı olabilecek bir çalışma..
0 Eserin son yapılan mevzuat değişikliklerinden sonra güncellenmeye ihtiyacı vardı. Son baskıdan sonra gayet kullanışlı bir hal aldı kitap tavsiye edilir
0 Marka hukuku ile ilgilenenlere kaçırılmayacak bir eser..
0 Kitabı teslim aldım, kargo paketi harikaydı, kalem ve kahve hediyeniz için teşekkür ediyorum.
  • Açıklama
    • 18. yüzyılın ikinci yarısında buharlı makinenin icadıyla birlikte İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, yalnız dünyanın çehresini değiştirmemiş aynı zamanda sanayileşen toplumdaki insanın hayata bakışını, alışkanlıklarını, inançlarını, değer yargılarını, beğeni ve seçimlerini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Bu değişim, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bilgisayarın hayatımıza girmesiyle ivme kazanmış ve günümüze kadar baş döndürücü bir hızla devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca yetişmiş insanını kaybeden ve yerle bir olan Avrupa, bu savaşın sonunda yeni bir dünya düzeni kurmanın kaçınılmaz olduğunu anlamıştır. Birleşik bir Avrupa idealini gerçekleştirmek üzere önce demir ve kömür birliğini kurmuş, daha sonra Avrupa Topluluğu aşamasından geçmiş ve Avrupa Birliği'ne ulaşmıştır.

      Avrupa Birliği, ekonomik, ticari ve siyasi bir güç olmasının yanında, aynı zamanda maddi hukuk kuralları koyan bir topluluktur. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Hukuku normlarını kendi iç hukuklarına yansıtmak ve iç hukuklarını bu normlara uygun hale getirmek zorundadırlar.

      1965 tarihli ve 551 sayılı Markalar Kanunu, gerek iç hukuka yönelik yetersiz düzenlemeler gerekse Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerle çelişen hükümler içermesi nedeniyle kifayetsiz olduğuna ilişkin eleştirilere uğruyordu. Bu eleştirileri ortadan kaldırmak maksadıyla ve Avrupa Birliği'ne üye olmaya aday bir ülkenin iç mevzuatının, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesini teminen, 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK, marka haklarının Avrupa Birliği'nde geçerli olan koruma düzeyine denk biçimde korunabilmesi için çıkarılmıştır.

      556 sayılı KHK'nin kaynağını büyük ölçüde, “Avrupa Topluluğu'nun Ticaret Markalarına İlişkin Olarak Üye Devletlerin Hukuklarının Uyumlaştırılmasına Dair 89/104/EWG sayılı Birinci Konsey Yönergesi” oluşturur. Ayrıca “40/94 Sayılı Topluluk Markası Tüzüğü”nden de yararlanılmıştır.

      556 sayılı KHK'nin yürürlüğe girmesinden sonra uygulamada ortaya çıkan sorunlar sebebiyle KHK, önce 03.11.1995 tarih ve 4128 sayılı Kanunla, daha sonra da 22.06.2004 tarih ve 5194 sayılı Kanunla bazı değişikliklere uğramıştır. Ancak Kanunda yapılan bu revizyonlar uygulamadaki sorunları ortadan kaldırmaya yetmemiştir. Bu sebeple 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 10.01.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak bazı hükümleri dışında yürürlüğe girmiştir.

      6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, 21.04.2017 tarihinde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” 30047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

      6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun birinci maddesinde; bu kanunun amacının marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleşmesine katkı sağlanması olduğu belirtilmektedir.

      6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin başvuruları, tescil ve tescil sonrası işlemleri ve bu hakların ihlaline dair hukuki ve cezai yaptırımları kapsar niteliktedir.

      6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu, 24.06.1995 tarihli ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyi, 24.06.1995 tarihli ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnameyi ve 22.09.1995 tarihli ve 566 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnameyi yürürlükten kaldırmıştır (m.191).

      Ancak bu kanunun yayımı tarihinden önce Enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacaktır(Geçici Madde 1/1). Yine aynı şekilde, bu kanunun yayımı tarihinden önce yapılmış ulusal patent ve faydalı model başvuruları da başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacaktır (Geçici Madde 1/2).

      Bu Kanunun geçici ikinci maddesinde; bu Kanunda öngörülen yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar mevcut yönetmeliklerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği belirtilmiştir. Eserimizi güncelleyerek ikinci basıya hazırladığımız dönemde(yalnızca) Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik” çıkarılmış olduğundan, elinizdeki eser bu çerçevede hazırlanmıştır.

      Bu eser tarafımdan 2007 yılında Profesörlük Takdim Tez'i olarak yazılmıştır. Eser, “Profesörlük Eser Takdim Jürisi” tarafından oybirliğiyle kabul edilmiştir.

      Bu eserin ilk baskısı 2008 yılında yapılmış ve kısa sürede tükenmiştir.

      Biz bu eserde, marka olabilecek işaretlerin neler olabileceği ve mutlak tescil engellerinden ne anlamak icap ettiği hususları üzerinde durduk. Konuya açıklık getirmek maksadıyla Türk, Alman ve İsviçre hukuk doktrininden yararlandığımız gibi konuya ilişkin Yargıtay içtihatları, İsviçre ve Alman Federal Mahkeme kararlarını araştırarak eserimize ayrıntılı bir şekilde işledik.

      Bu eserin ilk baskısının üzerinden on yıla yakın bir süre geçmiş ve ilk basısı tükenmiştir. 10.01.2017 tarihinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun ve Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, bizim bu eseri yazarken yürürlükte bulunan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararname yürürlükten kalkmış, dolayısıyla eseri güncelleme ihtiyacı doğmuştur.

      Her ne kadar Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil engelleri konusunda mülga 556 sayılı KHK'nın ilgili hükümleri ile (yeni) 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun konuya ilişkin hükümleri arasında bazı madde hükümlerinin eklenmesi dışında içerik itibariyle önemli bir değişiklik olmamakla birlikte, eserimizi ikinci baskıya hazırlarken esere, 2010 yılından günümüze kadar Yargıtay'ın vermiş olduğu yeni kararlar eklenmiş ve eser yeni kanuna uyarlanmıştır.

      Prof. Dr. A. Lerzan Yılmaz

      Stok Kodu
      :
      9786052332030
      Boyut
      :
      16 x 24 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      843
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      2
      Basım Tarihi
      :
      2017 Eylül
      Kapak Türü
      :
      Ciltli - Sert Kapak
      Kağıt Türü
      :
      ivory
      Dili
      :
      Türkçe
Yorum yaz
S****r S. - 04.02.2021 13:40
0/5
Marka hukukuna ilgisi olan arkadaşlarımız açısından oldukça faydalı olacak bir eser.
B***k T. - 12.03.2018 16:21
0/5
marka hukuku ile ilgilenenler ve marka vekilleri için faydalı olabilecek bir çalışma..
H***n h. - 06.03.2018 11:16
0/5
Eserin son yapılan mevzuat değişikliklerinden sonra güncellenmeye ihtiyacı vardı. Son baskıdan sonra gayet kullanışlı bir hal aldı kitap tavsiye edilir
A********r K. - 21.02.2018 10:14
0/5
Marka hukuku ile ilgilenenlere kaçırılmayacak bir eser..
M***t T. - 28.12.2017 23:32
0/5
Kitabı teslim aldım, kargo paketi harikaydı, kalem ve kahve hediyeniz için teşekkür ediyorum.
Lerzan Yılmaz

 

Prof. Dr. Ahsen Lerzan YILMAZ


Lisans Hukuk Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1982

Lisans 2 Hukuk Bern Üniversitesi 1986

Doktora Ticaret Hukuku Bern Üniversitesi 1988


Yardımcı Doçent Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1988

Doçent Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1999

Profesör Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2008

Kapat