0
Siyasi Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri

Siyasi Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri

Liste Fiyatı : 140,00
9786050504439
366231
Siyasi Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri
Siyasi Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri
140.00

"Demokratik rejimlerde siyasî partiler, devlet yönetimi ve ülke sorunlarının çözümü hakkındaki program ve görüşlerinin uygulanması için seçimler yoluyla halktan aldıkları yetki ile iktidar veya muhalefet olarak çalışan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Siyasî partiler, farklı program ve görüşleriyle devlet yönetimi ve ülke sorunlarının çözümü konularında halka alternatifler sunarlar. Seçimler, siyasî partilerin bu program ve görüşleri uygulayacak insanlar olarak gösterdikleri adaylar veya bağımsız adaylar arasından seçmenlerin yaptıkları tercihlerle gerçekleşir.

Siyasî partiler ve seçimler, demokratik rejimin özgürlük ortamında işleyişi bakımından kurucu/yapıcı unsurlar niteliğindedir. Birbirini tamamlayan bu iki unsurun olmadığı veya eksik olduğu bir siyasî rejim demokratik sayılamaz. Siyasî partilerin varlığı ve dönemsel aralara seçimlerin yapılması, demokratik rejimin olmazsa olmaz koşullarıdır. Nitekim siyasî partiler açısından bu koşul, yürürlükteki Anayasa’mızın 68. maddesinin II. fıkrasında açıkça belirtilmiştir: “Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.” Bu hüküm, 1961 Anayasası’nın 56. maddesinin III. fıkrasında önceki dönemin tecrübelerini de göz önünde tutan bir ifade ile yer almıştı: “Siyasî partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.”

Seçimler, Anayasa’nın 6. maddesinin I ve. II. fıkralarındaki “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.” hükümlerinin gereğidir.

23 Nisan 1920 günü Ankara’da millî egemenlik ilkesine dayalı olarak açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği 20.1.1921 tarih ve 85 sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 1. maddesinde –günümüz Türkçesiyle– şu hükümler yer alıyordu:

“Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Yönetim usulü, halkın kaderini bizzat ve fiilen yönetmesi ilkesine dayanır.”

29 Ekim 1923 günü 364 sayılı Kanun’la Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 1. maddesinde değişiklik yapılarak Cumhuriyet ilân edilirken bu hükümlere bir cümle daha eklenmiştir:

“Türkiye Devletinin Hükümet şekli Cumhuriyettir.”

Eklenen cümle ile “halkın halk için halk tarafından yönetilmesi” ya da kısaca “halk yönetimi” demek olan Cumhuriyetin adı konuluyordu. Temsilî demokrasilerde yasama ve yürütme organları halk tarafından seçilir. Nitekim 1921 Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 4. maddesinde “Büyük Millet Meclisi, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.”; Cumhuriyeti ilân eden 364 sayılı Kanun’la değişik 10. maddede “Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir.”; 12. maddede “Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar Başbakan tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra tümü Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin onayına sunulur.” hükümlerine yer verilmiştir.

1921 Teşkilâtı Esasiye Kanunu’ndan sonra Türkiye’de 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunu/1945 Türkçeleştirmesiyle Anayasa, 1961 ve 1982’de Kurucu Meclis ve halkoylamalarıyla kabul edilen iki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve bunların her birinde çeşitli değişiklikler yapıldı. 27 Mayıs 1960 İhtilâli ya da Devrimine kadar devam eden 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunu/Anayasa döneminin ilk 21 yılı, –1925 yılındaki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1930 yılındaki Serbest Cumhuriyet Fırkası gibi kapatılma veya kapanma ile sonuçlanan kısa süreli denemeler dışında– Cumhuriyet Halk Fırkası/1935’den itibaren Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarda olduğu tek parti dönemidir.

Geçmişe dönük bir perspektiften bakıldığında 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, Hürriyet ve İtilâf gibi siyasî partilerden sonra; Cumhuriyet Türkiye’sinde II. Dünya Savaşı ertesinde 1945’ten itibaren Millî Kalkınma Partisi ve Demokrat Parti’nin kurulmasıyla yeniden başlayan çok partili hayat, 27 Mayıs 1960 döneminde Demokrat Parti’nin Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.9.1960 tarihli kararıyla, 12 Eylül 1980 askerî müdahalesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi’nin 12.9.1980 tarih ve 7 numaralı bildirisi ile faaliyetleri durdurulan, 27.10.1980 tarih ve 2325 sayılı Kanun gereğince kayyım atanan siyasî partilerin tümünün 16.10.1981 tarih ve 2533 sayılı Kanun’la feshi sonucunda kesintiye uğramış; 18.10.1982 tarihinde Kurucu Meclis tarafından, 7.11.1982 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen yeni Anayasa’nın 177. maddesinin (b) fıkrası doğrultusunda çıkarılan 22.4.1983 tarih ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu’nun geçici 4 ve 5. maddeleri çerçevesinde kontrollü bir şekilde yeniden çok partili hayata geçilmiş; yine Anayasa’nın 177. maddesinin (b) fıkrası doğrultusunda çıkarılan 10.6.1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre 6 Kasım 1983 milletvekili genel seçimi yapılmış; 12 Eylül 1980 döneminde kapatılan siyasî partilerin yeniden açılması ise, arada onların yerini alan yeni partiler kurulduğu için 19.6.1992 tarih ve 3821 sayılı Kanun’la tanınan olanak çerçevesinde 9 Eylül 1992 günü toplanan Kurultay’da yeniden açılmasına karar verilen CHP’nin 19 Şubat 1995 günü SHP ile birleşmesi ve kapatılan diğer partilerin arada kurulan yeni partiler içinde devam ettirilmesiyle sonuçlanmıştır.

Bu dönemde ANAP, DYP, DSP, MHP, RP, FP, AK Parti (AKP), HDP gibi siyasî yelpazede sağda, solda veya merkezde yer alan, tek başına veya bir ittifak içinde seçimlere giren, tek başına hükümet kuran veya koalisyon hükümetlerine katılan başka partiler de kurulmuş; Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan veya Hazine’den aldığı Devlet yardımından kısmen yoksun bırakılan partiler olmuştur.

Anayasa’nın 67. maddesinin I. fıkrasına göre; “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.” Aynı maddenin VI. fıkrasına göre; “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.”

31.5.2007 tarihinde TBMM tarafından, 21.10.2007 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen 5678 sayılı Kanun’la yapılan Anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı artık doğrudan halk tarafından seçiliyor (m. 101). 21.1.2017 tarihinde Meclis tarafından, 16.4.2017 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen 6771 sayılı Kanun’la yapılan Anayasa değişikliği ile üye sayısı 550’den 600’e yükseltilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte beş yılda bir aynı günde genel oyla seçiliyor (m. 75). Yerel yönetimlerin seçimleri de beş yılda bir yapılıyor (m. 127/III).

Siyasî partiler ve seçimlerle ilgili bütün bu ve benzeri konularda öteden beri devam eden veya belirli zamanlarda ortaya çıkan hukukî sorunlar, değerli okuyucularımıza sunulan bu kitapta ele alınmaktadır. Bu kitap, milletvekili seçimleri ve yerel seçimlerle ilgili hukukî sorunlar hakkında 1997 yılında TESAV Yayınları arasında “Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığıyla çıkan kitabımızın siyasî partilerle ilgili hukukî sorunlar da eklenmek suretiyle güncellenen devamı sayılabilir. Ne yazık ki o kitabın konuları arasında da yer alan, milletvekili seçimlerinde uygulanan % 10 oranındaki genel baraj ile il genel ve belediye meclisleri seçimlerinde uygulanan onda birlik kesme barajın günümüzde de devam etmesi, arada geçen yirmi iki yıl içinde bir ilerleme olmadığını göstermektedir.

Ancak şimdi “Siyasî Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığı altında kapsamı genişletilerek Yetkin Yayınları arasında değerli okuyucularımıza sunulan bu kitapta henüz bir çözüme kavuşmamış eski konular yanında o zamandan beri Anayasa ve seçim kanunlarında yapılan köklü değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan sorunlar da incelenmekte ve çözüm önerileri –bazıları için kanun teklifi taslakları da verilmek suretiyle– sunulmaktadır. Bununla birlikte “Siyasî Partilerin Kapatılması: Nedenleri, Sonuçları ve Anayasa Değişikliği”, 2014 yılında Yetkin Yayınları arasında çıkan “Nasıl Bir Anayasa Değişikliği?” başlıklı kitabımızda; “Siyasette Dürüst ve Adil Rekabet ve Kurumsal Altyapısı” içinde Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu ve diğer seçim kurulları ile bunların görev ve yetkileri; “Siyasî Partilere Devlet Yardımı” ve “Cumhurbaşkanı Seçimi”, içinde bulunduğumuz 2019 yılında yine Yetkin Yayınları arasında çıkan “Temel Yasa Anayasa” başlıklı kitabımızda yer aldığı için o konulara tekrar dönülmeyecektir.

Elinizdeki kitap, ağırlıklı olarak ilk kez şimdi yayımlanan inceleme ve makalelerle daha önce gazete ve dergilerde yayımlanmış makale, konuşma, açıklama ve röportajlardan oluşmaktadır. Kitap, konularına göre gruplandırılmış yazıları bir araya getiren altı bölümden oluşmaktadır.

Kitabın başlı başına bir kitap hacmindeki Birinci Bölümü “Siyasî Partiler ve Seçim” başlığını taşımaktadır. Bu Bölümde yer yer Türkiye’nin son yüzyıllık tarihine de uzanan açıklamalarla TBMM üyeleri ve yerel yönetimler seçimlerinde uygulanan sistemler, siyasî partilerce gösterilecek adayların belirlenmesi, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın seçme ve seçilme hakları, seçim ve siyasî partiler hukuku ile ilgili anayasal düzenlemeler hakkında geniş açıklamalardan sonra bir “Genel Değerlendirme” yapılmakta ve ek olarak “Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı”, Gerekçesi ile birlikte sunulmaktadır.

“Siyasî Partiler” başlıklı İkinci Bölümde “Siyasî Partiler Kanunu”, “Siyasî Parti Kurultaylarının Olağanüstü Toplantıları” ve uygulamadan bir örnek olarak “DSP 2015 Seçim Bildirgesi İçin Öneriler” başlıklı yazılar yer alıyor.

“Seçim Sistemi” başlıklı Üçüncü Bölümün “Genel Olarak Seçim Sistemi” başlıklı Birinci Ayrımında 25-26 Nisan 2006 günleri Anayasa Mahkemesi’nin 44. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen “Türkî Cumhuriyetler, Komşular ve Anayasal Sorunlar ve Türkiye’de Seçim Sistemleri” konulu Sempozyumda tarafımızdan sunulan “Seçim, Seçim Sistemleri ve Anayasal Tercih” başlıklı bildiri; Türkiye Barolar Birliği’nin 25 Aralık 2013 günü düzenlediği “Temiz ve Adil Seçim” Sempozyumunda “Demokratik Rejim ve Seçim Sistemleri” konusunda tarafımızdan yapılan konuşmanın genişletilmiş metni; EGİAD Yarın (Ege Genç İşadamları Derneği Yayın Organı) Editoryal Yönetmeni Seda Gök’ün eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile 30 Mart 2014 yerel genel seçimlerinden önce yaptığı röportajın “Daha İyi Bir Seçim Sistemi İçin …” başlıklı metni; Hürriyet Gazetesinden Oya Armutçu’nun 27 Eylül 2013 günü seçim sisteminde olası değişiklikler konusunda yazılı olarak sorduğu sorulara tarafımızdan verilen cevapların “Seçim Sisteminde Değişiklik” başlıklı metni ve TESAV tarafından 18-19 Şubat 2005 günleri düzenlenen “Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Önerileri Sempozyumu” sonunda yaptığımız Genel Değerlendirme yer almaktadır.

Üçüncü Bölümün “Seçim Barajları” başlıklı İkinci Ayrımında “Türk Seçim Sisteminde Barajlar ve Değişiklik Önerileri”, “Demokratik Açılımın Önkoşulu: Seçim Barajını İndirmek” başlıklı makalelere, “Seçim İttifakları” başlıklı Üçüncü Ayrımında “Seçim İttifakları Düzenlenirken …” başlıklı makale ile “Ay Yıldız, İttifak İşareti Olarak Kullanılamaz” başlıklı açıklamaya yer veriliyor.

Kitabın “Seçme ve Seçilme Hakkı” başlıklı Dördüncü Bölümü’nde “Seçimlerde Kadın-Erkek Eşitliği” başlıklı öneri; “Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlarımızın Seçme ve Seçilme Hakları”, “Aday Olmak İçin Görevlerinden Çekilmesi Gerekenler” başlıklı makaleler; “KHK ile Çıkarılma Seçilme Engeli Değildir” ve “KHK ile Kamu Görevinden Çıkarılanların Seçilmesi” başlıklı açıklamalar toplanmış bulunuyor.

“24, 25, 26 ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri” başlığını taşıyan Beşinci Bölüm, “12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimi Sonuçları. Notlar”, “7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi”, “7 Haziran 2015’ten 1 Kasım 2015’e Milletvekili Genel Seçimleri”, “Zorlama Mükerrer Seçim”, “24 Haziran 2018 Seçimleri”, “24 Haziran 2018 Seçimleri ve Sonuçları” başlıklı makale ve incelemelere ayrılmıştır.

“Yerel Seçimler” başlıklı Altıncı Bölümde 29 Mart 2009 yerel genel seçimleri öncesinde Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile AÜSBE Araştırma Görevlisi Tekin Avaner’in Memleket Siyaset Yönetim (MSY) Dergisi adına yaptığı “Hukuk ve Siyaset Temelinde Yerel Seçimler (Yerel Seçim Sistemi ve 29 Mart 2009 Seçimleri Üzerine Değerlendirmeler” başlıklı röportajın güncellenmiş metni ile 31 Mart 2019 yerel genel seçimleri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile ilgili olarak tarafımızdan yapılan “İstanbul Seçimlerinde Sonu Gelmeyen Açıklamalar”, “Koşulları Zorlayarak Yapılan Olağanüstü İtiraz”, “Yüksek Seçim Kurulu’nun Açmazı”, “Cumhurbaşkanı Yüksek Seçim Kurulu’na Talimat Veremez”, “Yüksek Seçim Kurulu’nun Tarihî Sorumluluğu” başlıklı açıklamalar ile “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin İptaline İlişkin YSK Kararı” başlıklı makale ve “Yüksek Seçim Kurulu’nun İtirazcıya Göre Değişen Kararları” başlıklı açıklama yer alıyor.

Önceki kitaplarımız gibi bu kitabın hazırlanması ve yayımlanması da, birçok insanın destek ve yardımlarıyla gerçekleşiyor. Düzenledikleri sempozyumlarla görüş ve önerilerimizi açıklamamıza fırsat veren Türkiye Barolar Birliği ve TESAV Yönetimlerine, aynı olanağı bizimle yaptıkları röportajlar ve sordukları sorularla sağlayan EGİAD Yarın Editoryal Yönetmeni Seda Gök, Hürriyet Gazetesinden Oya Armutçu ve Memleket Siyaset Yönetim (MSY) Dergisi adına AÜSBE Araştırma Görevlisi Tekin Avaner’e; kitapta yer alan makale ve incelemelerle ilgili araştırmalar için büyük ölçüde yararlandığımız TBMM Kütüphanesinde aradığımız kaynaklara ulaşmamızda bize yardımcı olan uzman Faruk Nafiz Ertürk, kütüphaneci Ziya Kutluoğlu ve memur Gül Çiloğlu’na teşekkür borçluyuz.

Kitaptaki makale ve incelemelerin bilgisayarla yazılmasında karşılaştığımız teknik sorunların çözümünde ve bunların kitap düzeni içinde sıralanmasında yardımcı olan Bahadır Çamalan ile aradığımız belgelerin bulunmasında yardımcı olan Erdal Gülhas’a teşekkür borçluyuz.

Kitabın basım ve yayımı ile değerli okuyucularımıza ulaşmasını sağlayan Yetkin Basım Yayım ve Dağıtım A. Ş.’nin –başta Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Gülkök ve Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Başer ve dizgi operatörü Serap Özer Rol olmak üzere– tüm yönetici ve çalışanlarına teşekkürlerimizi ifade etmekten büyük bir mutluluk duyduğumuzu belirtmek isteriz." (Sunuştan)

  • Açıklama
    • "Demokratik rejimlerde siyasî partiler, devlet yönetimi ve ülke sorunlarının çözümü hakkındaki program ve görüşlerinin uygulanması için seçimler yoluyla halktan aldıkları yetki ile iktidar veya muhalefet olarak çalışan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Siyasî partiler, farklı program ve görüşleriyle devlet yönetimi ve ülke sorunlarının çözümü konularında halka alternatifler sunarlar. Seçimler, siyasî partilerin bu program ve görüşleri uygulayacak insanlar olarak gösterdikleri adaylar veya bağımsız adaylar arasından seçmenlerin yaptıkları tercihlerle gerçekleşir.

      Siyasî partiler ve seçimler, demokratik rejimin özgürlük ortamında işleyişi bakımından kurucu/yapıcı unsurlar niteliğindedir. Birbirini tamamlayan bu iki unsurun olmadığı veya eksik olduğu bir siyasî rejim demokratik sayılamaz. Siyasî partilerin varlığı ve dönemsel aralara seçimlerin yapılması, demokratik rejimin olmazsa olmaz koşullarıdır. Nitekim siyasî partiler açısından bu koşul, yürürlükteki Anayasa’mızın 68. maddesinin II. fıkrasında açıkça belirtilmiştir: “Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.” Bu hüküm, 1961 Anayasası’nın 56. maddesinin III. fıkrasında önceki dönemin tecrübelerini de göz önünde tutan bir ifade ile yer almıştı: “Siyasî partiler, ister iktidarda ister muhalefette olsunlar, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.”

      Seçimler, Anayasa’nın 6. maddesinin I ve. II. fıkralarındaki “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.” hükümlerinin gereğidir.

      23 Nisan 1920 günü Ankara’da millî egemenlik ilkesine dayalı olarak açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği 20.1.1921 tarih ve 85 sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 1. maddesinde –günümüz Türkçesiyle– şu hükümler yer alıyordu:

      “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Yönetim usulü, halkın kaderini bizzat ve fiilen yönetmesi ilkesine dayanır.”

      29 Ekim 1923 günü 364 sayılı Kanun’la Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 1. maddesinde değişiklik yapılarak Cumhuriyet ilân edilirken bu hükümlere bir cümle daha eklenmiştir:

      “Türkiye Devletinin Hükümet şekli Cumhuriyettir.”

      Eklenen cümle ile “halkın halk için halk tarafından yönetilmesi” ya da kısaca “halk yönetimi” demek olan Cumhuriyetin adı konuluyordu. Temsilî demokrasilerde yasama ve yürütme organları halk tarafından seçilir. Nitekim 1921 Teşkilâtı Esasiye Kanunu’nun 4. maddesinde “Büyük Millet Meclisi, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.”; Cumhuriyeti ilân eden 364 sayılı Kanun’la değişik 10. maddede “Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir.”; 12. maddede “Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar Başbakan tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra tümü Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin onayına sunulur.” hükümlerine yer verilmiştir.

      1921 Teşkilâtı Esasiye Kanunu’ndan sonra Türkiye’de 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunu/1945 Türkçeleştirmesiyle Anayasa, 1961 ve 1982’de Kurucu Meclis ve halkoylamalarıyla kabul edilen iki Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve bunların her birinde çeşitli değişiklikler yapıldı. 27 Mayıs 1960 İhtilâli ya da Devrimine kadar devam eden 1924 Teşkilâtı Esasiye Kanunu/Anayasa döneminin ilk 21 yılı, –1925 yılındaki Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 1930 yılındaki Serbest Cumhuriyet Fırkası gibi kapatılma veya kapanma ile sonuçlanan kısa süreli denemeler dışında– Cumhuriyet Halk Fırkası/1935’den itibaren Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarda olduğu tek parti dönemidir.

      Geçmişe dönük bir perspektiften bakıldığında 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nda kurulan İttihat ve Terakki Cemiyeti, Hürriyet ve İtilâf gibi siyasî partilerden sonra; Cumhuriyet Türkiye’sinde II. Dünya Savaşı ertesinde 1945’ten itibaren Millî Kalkınma Partisi ve Demokrat Parti’nin kurulmasıyla yeniden başlayan çok partili hayat, 27 Mayıs 1960 döneminde Demokrat Parti’nin Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 29.9.1960 tarihli kararıyla, 12 Eylül 1980 askerî müdahalesi döneminde Millî Güvenlik Konseyi’nin 12.9.1980 tarih ve 7 numaralı bildirisi ile faaliyetleri durdurulan, 27.10.1980 tarih ve 2325 sayılı Kanun gereğince kayyım atanan siyasî partilerin tümünün 16.10.1981 tarih ve 2533 sayılı Kanun’la feshi sonucunda kesintiye uğramış; 18.10.1982 tarihinde Kurucu Meclis tarafından, 7.11.1982 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen yeni Anayasa’nın 177. maddesinin (b) fıkrası doğrultusunda çıkarılan 22.4.1983 tarih ve 2820 sayılı Siyasî Partiler Kanunu’nun geçici 4 ve 5. maddeleri çerçevesinde kontrollü bir şekilde yeniden çok partili hayata geçilmiş; yine Anayasa’nın 177. maddesinin (b) fıkrası doğrultusunda çıkarılan 10.6.1983 tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’na göre 6 Kasım 1983 milletvekili genel seçimi yapılmış; 12 Eylül 1980 döneminde kapatılan siyasî partilerin yeniden açılması ise, arada onların yerini alan yeni partiler kurulduğu için 19.6.1992 tarih ve 3821 sayılı Kanun’la tanınan olanak çerçevesinde 9 Eylül 1992 günü toplanan Kurultay’da yeniden açılmasına karar verilen CHP’nin 19 Şubat 1995 günü SHP ile birleşmesi ve kapatılan diğer partilerin arada kurulan yeni partiler içinde devam ettirilmesiyle sonuçlanmıştır.

      Bu dönemde ANAP, DYP, DSP, MHP, RP, FP, AK Parti (AKP), HDP gibi siyasî yelpazede sağda, solda veya merkezde yer alan, tek başına veya bir ittifak içinde seçimlere giren, tek başına hükümet kuran veya koalisyon hükümetlerine katılan başka partiler de kurulmuş; Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan veya Hazine’den aldığı Devlet yardımından kısmen yoksun bırakılan partiler olmuştur.

      Anayasa’nın 67. maddesinin I. fıkrasına göre; “Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.” Aynı maddenin VI. fıkrasına göre; “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.”

      31.5.2007 tarihinde TBMM tarafından, 21.10.2007 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen 5678 sayılı Kanun’la yapılan Anayasa değişikliğinden sonra Cumhurbaşkanı artık doğrudan halk tarafından seçiliyor (m. 101). 21.1.2017 tarihinde Meclis tarafından, 16.4.2017 tarihinde halkoylamasıyla kabul edilen 6771 sayılı Kanun’la yapılan Anayasa değişikliği ile üye sayısı 550’den 600’e yükseltilen Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte beş yılda bir aynı günde genel oyla seçiliyor (m. 75). Yerel yönetimlerin seçimleri de beş yılda bir yapılıyor (m. 127/III).

      Siyasî partiler ve seçimlerle ilgili bütün bu ve benzeri konularda öteden beri devam eden veya belirli zamanlarda ortaya çıkan hukukî sorunlar, değerli okuyucularımıza sunulan bu kitapta ele alınmaktadır. Bu kitap, milletvekili seçimleri ve yerel seçimlerle ilgili hukukî sorunlar hakkında 1997 yılında TESAV Yayınları arasında “Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığıyla çıkan kitabımızın siyasî partilerle ilgili hukukî sorunlar da eklenmek suretiyle güncellenen devamı sayılabilir. Ne yazık ki o kitabın konuları arasında da yer alan, milletvekili seçimlerinde uygulanan % 10 oranındaki genel baraj ile il genel ve belediye meclisleri seçimlerinde uygulanan onda birlik kesme barajın günümüzde de devam etmesi, arada geçen yirmi iki yıl içinde bir ilerleme olmadığını göstermektedir.

      Ancak şimdi “Siyasî Partiler ve Seçim Hukukunun Temel Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığı altında kapsamı genişletilerek Yetkin Yayınları arasında değerli okuyucularımıza sunulan bu kitapta henüz bir çözüme kavuşmamış eski konular yanında o zamandan beri Anayasa ve seçim kanunlarında yapılan köklü değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan sorunlar da incelenmekte ve çözüm önerileri –bazıları için kanun teklifi taslakları da verilmek suretiyle– sunulmaktadır. Bununla birlikte “Siyasî Partilerin Kapatılması: Nedenleri, Sonuçları ve Anayasa Değişikliği”, 2014 yılında Yetkin Yayınları arasında çıkan “Nasıl Bir Anayasa Değişikliği?” başlıklı kitabımızda; “Siyasette Dürüst ve Adil Rekabet ve Kurumsal Altyapısı” içinde Anayasa Mahkemesi, Yüksek Seçim Kurulu ve diğer seçim kurulları ile bunların görev ve yetkileri; “Siyasî Partilere Devlet Yardımı” ve “Cumhurbaşkanı Seçimi”, içinde bulunduğumuz 2019 yılında yine Yetkin Yayınları arasında çıkan “Temel Yasa Anayasa” başlıklı kitabımızda yer aldığı için o konulara tekrar dönülmeyecektir.

      Elinizdeki kitap, ağırlıklı olarak ilk kez şimdi yayımlanan inceleme ve makalelerle daha önce gazete ve dergilerde yayımlanmış makale, konuşma, açıklama ve röportajlardan oluşmaktadır. Kitap, konularına göre gruplandırılmış yazıları bir araya getiren altı bölümden oluşmaktadır.

      Kitabın başlı başına bir kitap hacmindeki Birinci Bölümü “Siyasî Partiler ve Seçim” başlığını taşımaktadır. Bu Bölümde yer yer Türkiye’nin son yüzyıllık tarihine de uzanan açıklamalarla TBMM üyeleri ve yerel yönetimler seçimlerinde uygulanan sistemler, siyasî partilerce gösterilecek adayların belirlenmesi, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın seçme ve seçilme hakları, seçim ve siyasî partiler hukuku ile ilgili anayasal düzenlemeler hakkında geniş açıklamalardan sonra bir “Genel Değerlendirme” yapılmakta ve ek olarak “Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Taslağı”, Gerekçesi ile birlikte sunulmaktadır.

      “Siyasî Partiler” başlıklı İkinci Bölümde “Siyasî Partiler Kanunu”, “Siyasî Parti Kurultaylarının Olağanüstü Toplantıları” ve uygulamadan bir örnek olarak “DSP 2015 Seçim Bildirgesi İçin Öneriler” başlıklı yazılar yer alıyor.

      “Seçim Sistemi” başlıklı Üçüncü Bölümün “Genel Olarak Seçim Sistemi” başlıklı Birinci Ayrımında 25-26 Nisan 2006 günleri Anayasa Mahkemesi’nin 44. Kuruluş Yıldönümü Nedeniyle Düzenlenen “Türkî Cumhuriyetler, Komşular ve Anayasal Sorunlar ve Türkiye’de Seçim Sistemleri” konulu Sempozyumda tarafımızdan sunulan “Seçim, Seçim Sistemleri ve Anayasal Tercih” başlıklı bildiri; Türkiye Barolar Birliği’nin 25 Aralık 2013 günü düzenlediği “Temiz ve Adil Seçim” Sempozyumunda “Demokratik Rejim ve Seçim Sistemleri” konusunda tarafımızdan yapılan konuşmanın genişletilmiş metni; EGİAD Yarın (Ege Genç İşadamları Derneği Yayın Organı) Editoryal Yönetmeni Seda Gök’ün eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile 30 Mart 2014 yerel genel seçimlerinden önce yaptığı röportajın “Daha İyi Bir Seçim Sistemi İçin …” başlıklı metni; Hürriyet Gazetesinden Oya Armutçu’nun 27 Eylül 2013 günü seçim sisteminde olası değişiklikler konusunda yazılı olarak sorduğu sorulara tarafımızdan verilen cevapların “Seçim Sisteminde Değişiklik” başlıklı metni ve TESAV tarafından 18-19 Şubat 2005 günleri düzenlenen “Siyasî Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Önerileri Sempozyumu” sonunda yaptığımız Genel Değerlendirme yer almaktadır.

      Üçüncü Bölümün “Seçim Barajları” başlıklı İkinci Ayrımında “Türk Seçim Sisteminde Barajlar ve Değişiklik Önerileri”, “Demokratik Açılımın Önkoşulu: Seçim Barajını İndirmek” başlıklı makalelere, “Seçim İttifakları” başlıklı Üçüncü Ayrımında “Seçim İttifakları Düzenlenirken …” başlıklı makale ile “Ay Yıldız, İttifak İşareti Olarak Kullanılamaz” başlıklı açıklamaya yer veriliyor.

      Kitabın “Seçme ve Seçilme Hakkı” başlıklı Dördüncü Bölümü’nde “Seçimlerde Kadın-Erkek Eşitliği” başlıklı öneri; “Yurt Dışında Yaşayan Vatandaşlarımızın Seçme ve Seçilme Hakları”, “Aday Olmak İçin Görevlerinden Çekilmesi Gerekenler” başlıklı makaleler; “KHK ile Çıkarılma Seçilme Engeli Değildir” ve “KHK ile Kamu Görevinden Çıkarılanların Seçilmesi” başlıklı açıklamalar toplanmış bulunuyor.

      “24, 25, 26 ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri” başlığını taşıyan Beşinci Bölüm, “12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimi Sonuçları. Notlar”, “7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimi”, “7 Haziran 2015’ten 1 Kasım 2015’e Milletvekili Genel Seçimleri”, “Zorlama Mükerrer Seçim”, “24 Haziran 2018 Seçimleri”, “24 Haziran 2018 Seçimleri ve Sonuçları” başlıklı makale ve incelemelere ayrılmıştır.

      “Yerel Seçimler” başlıklı Altıncı Bölümde 29 Mart 2009 yerel genel seçimleri öncesinde Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile AÜSBE Araştırma Görevlisi Tekin Avaner’in Memleket Siyaset Yönetim (MSY) Dergisi adına yaptığı “Hukuk ve Siyaset Temelinde Yerel Seçimler (Yerel Seçim Sistemi ve 29 Mart 2009 Seçimleri Üzerine Değerlendirmeler” başlıklı röportajın güncellenmiş metni ile 31 Mart 2019 yerel genel seçimleri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi ile ilgili olarak tarafımızdan yapılan “İstanbul Seçimlerinde Sonu Gelmeyen Açıklamalar”, “Koşulları Zorlayarak Yapılan Olağanüstü İtiraz”, “Yüksek Seçim Kurulu’nun Açmazı”, “Cumhurbaşkanı Yüksek Seçim Kurulu’na Talimat Veremez”, “Yüksek Seçim Kurulu’nun Tarihî Sorumluluğu” başlıklı açıklamalar ile “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçiminin İptaline İlişkin YSK Kararı” başlıklı makale ve “Yüksek Seçim Kurulu’nun İtirazcıya Göre Değişen Kararları” başlıklı açıklama yer alıyor.

      Önceki kitaplarımız gibi bu kitabın hazırlanması ve yayımlanması da, birçok insanın destek ve yardımlarıyla gerçekleşiyor. Düzenledikleri sempozyumlarla görüş ve önerilerimizi açıklamamıza fırsat veren Türkiye Barolar Birliği ve TESAV Yönetimlerine, aynı olanağı bizimle yaptıkları röportajlar ve sordukları sorularla sağlayan EGİAD Yarın Editoryal Yönetmeni Seda Gök, Hürriyet Gazetesinden Oya Armutçu ve Memleket Siyaset Yönetim (MSY) Dergisi adına AÜSBE Araştırma Görevlisi Tekin Avaner’e; kitapta yer alan makale ve incelemelerle ilgili araştırmalar için büyük ölçüde yararlandığımız TBMM Kütüphanesinde aradığımız kaynaklara ulaşmamızda bize yardımcı olan uzman Faruk Nafiz Ertürk, kütüphaneci Ziya Kutluoğlu ve memur Gül Çiloğlu’na teşekkür borçluyuz.

      Kitaptaki makale ve incelemelerin bilgisayarla yazılmasında karşılaştığımız teknik sorunların çözümünde ve bunların kitap düzeni içinde sıralanmasında yardımcı olan Bahadır Çamalan ile aradığımız belgelerin bulunmasında yardımcı olan Erdal Gülhas’a teşekkür borçluyuz.

      Kitabın basım ve yayımı ile değerli okuyucularımıza ulaşmasını sağlayan Yetkin Basım Yayım ve Dağıtım A. Ş.’nin –başta Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ziya Gülkök ve Yönetim Kurulu Üyesi Muharrem Başer ve dizgi operatörü Serap Özer Rol olmak üzere– tüm yönetici ve çalışanlarına teşekkürlerimizi ifade etmekten büyük bir mutluluk duyduğumuzu belirtmek isteriz." (Sunuştan)

      Stok Kodu
      :
      9786050504439
      Boyut
      :
      16x23,5
      Sayfa Sayısı
      :
      801
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      2019 Haziran
      Kapak Türü
      :
      Karton Kapak
      Kağıt Türü
      :
      1. Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat