Taşınmaz Haczinin Düşmesi Hakkında
Y.12.H.D. 2016/16797 E. 2017/8807 K. 05/06/2017 Tarih
ÖZET : Taşınmaz üzerindeki haciz tarihi, icra dosyasındaki memurun haciz işlemini karar altına aldığı tarih olup, tapu kaydındaki şerh sadece muhafaza işlemidir. Bu durumda mahkemece taşınmazlar üzerindeki haczin düşmediği hususu dikkate alınarak, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
DAVA VE KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya kapsamı okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi alacaklının, icra mahkemesine başvurusunda, satış talebinin, haczin düştüğü ve kıymet takdirinin üzerinden 2 yıllık yasal sürenin geçtiğinden bahisle icra müdürlüğünce reddedildiğini, icra müdürlüğü işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürdüğü; mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Haciz tarihi itibari ile 6352 sayılı yasanın 21 ve 22. maddeleri ile yapılan değişiklik öncesi maddelerin uygulanması gerekli olup, İİK'nun 106. maddesi uyarınca "alacaklı haczolunan mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içine satılmasını isteyebilir" Aynı Kanun'un 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" hükmü yer almaktadır.
Somut olayda taşınmazların, 10.08.2010 günü icra müdürlüğü kararı ile haczedildiği, alacaklı vekilinin 10.08.2010 tarihinde satış talebinde bulunduğu, (45TL+5TL) 50 TL'den ibaret satış avansının ise 03.05.2011 tarihinde yatırıldığı görülmektedir. Satış talebinden sonra icra müdürlüğünce satış avansının tamamlatılması konusunda herhangi bir süre verilmediği, haciz tarihinden itibaren iki sene olan satış isteme süresi içinde satış avansının az da olsa yatırıldığı, geçerli satış talebinde bulunulduğu, bu sebeple taşınmazlar üzerindeki haczin düşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tapu kayıtlarına 10.08.2010 tarihli icra müdürlüğü haciz kararı işlenmemiş ise de, haciz kararının tapu kayıtlarına işlenmesi yalnızca bir muhafaza işlemi olduğundan, icra müdürlüğünün karar tarihi haciz tarihi kabul edileceğinden 10.08.2010 tarihinde taşınmazların haczedildiğinin kabulü zorunludur.
O halde, mahkemece, İİK.'nun 110. maddesi gereğince, anılan taşınmazlar üzerindeki haczin düşmediği hususu dikkate alınarak, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hükmü hukuka aykırıdır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA , peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.