Ayırt Etme Gücünden Yoksun Kişiler Adına AlınanTıbbi Kararlarda Özerklik Hakkının Korunması ve Hasta Talimatları
Günümüzde giderek daha çok insanın kronik hastalıklarla yaşamak ve yaşamlarının son dönemlerini hastanelerde, bakımevlerinde geçirmek zorunda kaldığı bilinen bir gerçektir. Tıp teknolojisindeki imkânların kişiyi görünüşte yaşamda tutması ancak kişilerin yaşamdan zevk almaması sebebiyle kişilerin yaşamlarının son döneminde kimler tarafından nasıl karar alınacağı Türk hukukunda yanıtı açık olmayan bir sorudur.
Ayırt etme gücünden yoksun kişilerin özerklik hakkının korunabilmesi, onların gerçek, doğal veya muhtemel iradelerine saygı duyulmasını, bu iradenin titizlikle belirlenmesini ve hiçbir surette belirlenemediği takdirde dahi kişinin esenliğine, insan onuruna ve temel hak ve özgürlüklerine uygun bir şekilde karar alınmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda kişiler ayırt etme gücünü kaybetmeleri halinde kendileri adına alınacak kararların belirlenmesi bakımından talimatlar verebilmeli, kendilerini sürekli temsil edecek kişiyi bizzat belirleyebilmelidir. Böyle bir olanağı bulunmayan kişilerin ise doğal iradelerinin göz ardı edilmeyerek alınacak kararın niteliği ve kişinin sağlığı üzerindeki etkilerine göre gerektiği ölçüde dikkate alınmalıdır.
Açıklanan sebeplerden ötürü bu çalışmada, hasta talimatları, ayırt etme gücünden yoksun kişilerin özerklik hakkının korunması bağlamında tartışılmış ve işlenmiştir. Hasta talimatlarının medeni hukuk açısından niteliği, hüküm ve sonuçları tartışılmış ve konuya özgü yorum sorunları ele alınmıştır. Türk hukukunda bu hususta açık ve somut bir düzenleme bulunmadığı için seçilmiş Avrupa ülkelerindeki düzenlemeler incelenerek karşılaştırılarak Türk hukuku için yasal düzenleme önerisi ortaya koyulmuştur.
Hastanın Rıza Ehliyeti, Yasal Ve İradi Temsili İle Hastanın Özerklik Hakkı Ve İradesi | |
Hasta Talimatlarının Türleri, Niteliği, Unsurları, Hüküm Ve Sonuçları, Bağlayıcılığı, Yorumu İle Düzenleme Özgürlüğünün Sınırları |
- Açıklama
Günümüzde giderek daha çok insanın kronik hastalıklarla yaşamak ve yaşamlarının son dönemlerini hastanelerde, bakımevlerinde geçirmek zorunda kaldığı bilinen bir gerçektir. Tıp teknolojisindeki imkânların kişiyi görünüşte yaşamda tutması ancak kişilerin yaşamdan zevk almaması sebebiyle kişilerin yaşamlarının son döneminde kimler tarafından nasıl karar alınacağı Türk hukukunda yanıtı açık olmayan bir sorudur.
Ayırt etme gücünden yoksun kişilerin özerklik hakkının korunabilmesi, onların gerçek, doğal veya muhtemel iradelerine saygı duyulmasını, bu iradenin titizlikle belirlenmesini ve hiçbir surette belirlenemediği takdirde dahi kişinin esenliğine, insan onuruna ve temel hak ve özgürlüklerine uygun bir şekilde karar alınmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda kişiler ayırt etme gücünü kaybetmeleri halinde kendileri adına alınacak kararların belirlenmesi bakımından talimatlar verebilmeli, kendilerini sürekli temsil edecek kişiyi bizzat belirleyebilmelidir. Böyle bir olanağı bulunmayan kişilerin ise doğal iradelerinin göz ardı edilmeyerek alınacak kararın niteliği ve kişinin sağlığı üzerindeki etkilerine göre gerektiği ölçüde dikkate alınmalıdır.
Açıklanan sebeplerden ötürü bu çalışmada, hasta talimatları, ayırt etme gücünden yoksun kişilerin özerklik hakkının korunması bağlamında tartışılmış ve işlenmiştir. Hasta talimatlarının medeni hukuk açısından niteliği, hüküm ve sonuçları tartışılmış ve konuya özgü yorum sorunları ele alınmıştır. Türk hukukunda bu hususta açık ve somut bir düzenleme bulunmadığı için seçilmiş Avrupa ülkelerindeki düzenlemeler incelenerek karşılaştırılarak Türk hukuku için yasal düzenleme önerisi ortaya koyulmuştur.Konu BaşlıklarıHastanın Rıza Ehliyeti, Yasal Ve İradi Temsili İle Hastanın Özerklik Hakkı Ve İradesi Hasta Talimatlarının Türleri, Niteliği, Unsurları, Hüküm Ve Sonuçları, Bağlayıcılığı, Yorumu İle Düzenleme Özgürlüğünün Sınırları Stok Kodu:9789750247248Boyut:16 x 24 cmSayfa Sayısı:376Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:Şubat 2018Kapak Türü:Karton KapaklıKağıt Türü:I.HamurDili:Türkçe
Dr. Özge Yücel
1 Eylül 1985’te Kayseri’de doğdu. İlkokulu TED Kayseri Koleji’nde, ortaokulu ve liseyi N.M. Küçükçalık Anadolu Lisesi’nde okudu. 2003’te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi, 2007’de beşincilikle mezun oldu. Eylül 2007’de Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalında yüksek lisansa başladı. Ankara Barosu’nda Ağustos 2007-Ağustos 2008 arasında avukatlık stajı yaptı. Ağustos-Eylül 2008’de Marburg’da DAAD bursu ile dil kursuna katıldı. Ekim 2008’de Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. “Çocuğun Kayyım Tarafından Temsili” başlıklı yüksek lisans tezi 31.07.2009’da kabul edildi ve yüksek lisansı tamamladı. 07.09.2009’da Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalı’nda doktoraya başladı. Tezi için DAAD ve TÜBİTAK bursları ile Hamburg Üniversitesi’nde araştırma yaptı. Temmuz 2012’de Atılım Üniversitesi’nden ayrıldı. 22.08.2013’te girdiğim doktora tez sınavını başarıyla geçerek hukuk doktoru unvanını kazandı. Kasım 2013’ten beri Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yardımcı doçent / doktor öğretim üyesi olarak görev yapıyoru. 1 Haziran-30 Eylül 2017’de Mannheim Üniversitesi’nde Institut für Deutsches-, Europäisches- und Internationales Medizinrecht, Gesundheitrecht und Bioethik’te doktora sonrası bilimsel araştırma amacıyla konuk araştırmacı olarak bulundu.