Yağma Suçunun Vasfında Yanılgıya Düşmek Hakkında
6. CD., E. 2014/1156 K. 2017/917 T. 19.4.2017
ÖZET : Hırsızlık suçunun nitelikli halinde failin hareketleri yağma suçu sınırlarına girmediği müddetçe yalnızca hırsızlık suçunun nitelikli halinden hüküm kurulmalıdır.
DAVA ve KARAR : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında mağdurlar ... ve ...’e karşı yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
5237 sayılı TCK.nun 53.maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve Yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Mahkemece 5271 sayılı Yasa’nın 150. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderlerine ilişkin kısmından savunmana ödenen avukatlık ücreti çıkartılmak suretiyle “3 davetiye gideri 21,00.-TL, 11 adet posta gideri 13,75.-TL, 1 adet tutuklu nakil sarf kararı 230.-TL olmak üzere toplam 264.75 TL yargılama giderinin sanıktan tahsiline" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mağdurlar ..., ..., ...'a karşı yağma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın 05.07.2012 tarihinde saat 17.00 sularında “bahçe” denilen ağaçlık alanda yayılan sürü içindeki yakınanlar ..., ... ve ...'a ait 4-5 adet keçiyi alarak beyaz renkli aracına yüklerken, tanıklar ... ve ... tarafından görülüp hayvan sahiplerine durumun haber verildiği; yakınanlar ... ve ...'ın sanığa “keçileri nereye götürüyorsun?" diye seslendikleri, ancak sanığın yakınanları dinlemeyerek keçileri araca yükleyip olay mahallinden uzaklaşmaya çalıştığı; yakınanların sanığın aracının önüne çıkmalarına karşın, sanığın durmayarak yoluna devam ettiği, yakınanların ise yol kenarına çekilmek zorunda kaldığı olayda; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 142/2-g maddesi kapsamında kaldığı düşünülmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi;
2-Sanığın 5237 sayılı TCK.nın 53/1.madde ve fıkrasında sayılan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, bu yoksunluğun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, diğer hakları yönünden ise infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK'nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
HÜKÜM : Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.