Yargı Kararları Işığında İdari İşlemin Geriye Yürümezliği İlkesi ve Geri Alma İstisnası
İdari işlemin geriye yürümezliği ilkesi ve onun en önemli istisnası olan geri alma işlemi, her zaman önemini korumuş ve korumaya devam edecek bir İdare Hukuku konusudur. Çünkü bir idari makamın en sık kullandığı hukuki enstrüman idari işlemlerdir. Böyle bir hukuki enstrümanın geriye yürümesi veya yürümemesi meselesi, doğal olarak her zaman gündemde olacak bir konudur. Bu nedenledir ki, İdare Hukuku öğretisindeki görüşler ile Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararları ışığında bu konuyu araştırmayı tercih ettik.
Bununla birlikte bu ilkeyi incelemek için, belirli hukuki ve tarihsel nedenlerden ötürü, konuya altyapı oluşturacak şekilde kanunların geriye yürümezliği ilkesinin öncelikle araştırılması gerekmektedir. Zira çoğu zaman idari işlem geçmişe etkili gözükse de, asıl geriye etkili olan kanundur. Ayrıca, her ne kadar idari işlemin geriye yürümezliği ilkesinin uygulanması kendine özgü bir yapıya sahip olsa da, her iki ilke de aynı hukuki dayanaklara sahiptir. Bunlar hukuki güvenlik ilkesi, hukuki istikrar ilkesi, kazanılmış haklara saygı ilkesi ve haklı beklentilerin korunması ilkeleridir. Diğer yandan bize göre geriye yürümezlik ilkesi, hem kazanılmış hakları geleceğe yönelik koruma hem de tamamlanmamış hukuki süreçleri yeni düzenlemeler karşısında koruma anlamına gelen haklı beklentileri de kapsar şekilde yorumlanmalıdır. Bu değerlendirme iki ilke için de uygulanabilirdir.
En yüzeysel ifadeyle idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi, idarenin kural olarak ancak geleceği düzenlemekle yetkili olduğu anlayışına dayanmaktadır. İdari makamca, geçmişteki hukuka aykırı işlemleri gidermek üzere tesis edilen geri alma işlemi ise, ilkenin en önemli istisnasıdır. Bu işlem sıklıkla, değiştirme, düzeltme ve özellikle de kaldırma işlemiyle karıştırılabilmektedir. Gerek bu nedenden, gerekse idari işlemin hukuk düzeninden kalkması sonucunu doğurması gibi yargısal iptal kararına denk bir özelliğe sahip olmasından dolayı, geri alma işleminin unsurlarının, tabi olduğu sürenin ve doğurduğu hukuki sonuçların ortaya konması teorik ve pratik yönden incelenmesi zorunlu bir konuya işaret etmektedir. Geri alma işleminin temel amacının geleceği hukuka uygun bir geçmiş üzerine kurmak olduğu düşünüldüğünde, bu zorunluluk kendini daha yoğun hissettirmektedir. Konumuz bakımından daha kısa bir anlatımla, idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi uyarınca kural olarak geçmişe dokunmamakla yükümlü olan idare, hukuka aykırılık durumunda kural olarak geçmişe dokunmakla yükümlüdür. Bu durum ise geçmişle gelecek arasında kurulması gereken bir dengeyi gerektirmektedir. İşte biz de bu çalışmamızda, hukuk devleti ilkesinin yaşama geçmesi için geçmiş ve gelecek arasında kurulması gereken bu dengeyi, hem akademik çalışma yapanlara hem de uygulamadakilere katkı sağlayacak şekilde tüm boyutlarıyla ortaya koymaya özen gösterdik.
- Açıklama
İdari işlemin geriye yürümezliği ilkesi ve onun en önemli istisnası olan geri alma işlemi, her zaman önemini korumuş ve korumaya devam edecek bir İdare Hukuku konusudur. Çünkü bir idari makamın en sık kullandığı hukuki enstrüman idari işlemlerdir. Böyle bir hukuki enstrümanın geriye yürümesi veya yürümemesi meselesi, doğal olarak her zaman gündemde olacak bir konudur. Bu nedenledir ki, İdare Hukuku öğretisindeki görüşler ile Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararları ışığında bu konuyu araştırmayı tercih ettik.
Bununla birlikte bu ilkeyi incelemek için, belirli hukuki ve tarihsel nedenlerden ötürü, konuya altyapı oluşturacak şekilde kanunların geriye yürümezliği ilkesinin öncelikle araştırılması gerekmektedir. Zira çoğu zaman idari işlem geçmişe etkili gözükse de, asıl geriye etkili olan kanundur. Ayrıca, her ne kadar idari işlemin geriye yürümezliği ilkesinin uygulanması kendine özgü bir yapıya sahip olsa da, her iki ilke de aynı hukuki dayanaklara sahiptir. Bunlar hukuki güvenlik ilkesi, hukuki istikrar ilkesi, kazanılmış haklara saygı ilkesi ve haklı beklentilerin korunması ilkeleridir. Diğer yandan bize göre geriye yürümezlik ilkesi, hem kazanılmış hakları geleceğe yönelik koruma hem de tamamlanmamış hukuki süreçleri yeni düzenlemeler karşısında koruma anlamına gelen haklı beklentileri de kapsar şekilde yorumlanmalıdır. Bu değerlendirme iki ilke için de uygulanabilirdir.
En yüzeysel ifadeyle idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi, idarenin kural olarak ancak geleceği düzenlemekle yetkili olduğu anlayışına dayanmaktadır. İdari makamca, geçmişteki hukuka aykırı işlemleri gidermek üzere tesis edilen geri alma işlemi ise, ilkenin en önemli istisnasıdır. Bu işlem sıklıkla, değiştirme, düzeltme ve özellikle de kaldırma işlemiyle karıştırılabilmektedir. Gerek bu nedenden, gerekse idari işlemin hukuk düzeninden kalkması sonucunu doğurması gibi yargısal iptal kararına denk bir özelliğe sahip olmasından dolayı, geri alma işleminin unsurlarının, tabi olduğu sürenin ve doğurduğu hukuki sonuçların ortaya konması teorik ve pratik yönden incelenmesi zorunlu bir konuya işaret etmektedir. Geri alma işleminin temel amacının geleceği hukuka uygun bir geçmiş üzerine kurmak olduğu düşünüldüğünde, bu zorunluluk kendini daha yoğun hissettirmektedir. Konumuz bakımından daha kısa bir anlatımla, idari işlemin geriye yürümezliği ilkesi uyarınca kural olarak geçmişe dokunmamakla yükümlü olan idare, hukuka aykırılık durumunda kural olarak geçmişe dokunmakla yükümlüdür. Bu durum ise geçmişle gelecek arasında kurulması gereken bir dengeyi gerektirmektedir. İşte biz de bu çalışmamızda, hukuk devleti ilkesinin yaşama geçmesi için geçmiş ve gelecek arasında kurulması gereken bu dengeyi, hem akademik çalışma yapanlara hem de uygulamadakilere katkı sağlayacak şekilde tüm boyutlarıyla ortaya koymaya özen gösterdik.
Stok Kodu:9786053000884Boyut:16.00x24.00Sayfa Sayısı:508Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2017-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:1. HamurDili:Türkçe