0
9786053005469
364996
Yeni Konkordato Hukuku
Yeni Konkordato Hukuku
145.00

" 7101 sayılı Kanunla Değişik İcra ve İflas Kanunu m. 285 – 309 Şerhi

Yabancı ülkelerde yatırım yapmak isteyen iş çevrelerine yönelik olan Dünya Bankası İş Ortamı Raporları (Doing Business), 2003 yılından bu yana düzenli olarak yayımlanmakta ve ülkelerin yatırım ortamları 10 alt başlık altında kıyaslamalı olarak değerlendirilmektedir. Bu raporların on beşincisi, 31 Ekim 2017 tarihinde yayımlanmıştır. Raporda, her bir alt başlıkta (İşe Başlama, İnşaat İzinleri, Elektrik Temini, Tapu Kaydı, Kredi Temini, Azınlık Hissedar Haklarının Korunması, Vergi Ödeme, Dış Ticaret, Sözleşmenin İcrası, Şirket Tasfiyesi), en iyi performansı gösteren ülkelere göre diğer ülkeler göreceli bir sıralamaya tâbi tutulmakta ve bu başlıklardaki ülke sıralamalarının genel olarak değerlendirilmesi sonucunda ise 190 ülke için “İş Yapma Kolaylığı Endeksi” sıralaması oluşturulmaktadır. 2017 yılında yayımlanan Raporda Türkiye, İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında 190 ülke arasında 60'ıncı sırada yer almıştır.

Başbakanlığın talimatı üzerine, Türkiye'nin 2018 yılında yayımlanacak olan Dünya Bankası Raporunda daha üst sıralara yükselebilmesi için yapılması gereken mevzuat değişikliklerinin bu konuda ilk sıralarda bulunan ülkelerin yasal düzenlemelerinden de yararlanılarak oluşturulması amacıyla harekete geçilmiş ve Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş bulunan YOİKK (Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu)'in eşgüdümü altında çalışmalara başlanmıştır. Bu çalışmalar çerçevesinde Adalet Bakanlığı, iflas ve konkordato hukuku alanında Dünya Bankası tarafından özel önem atfedilen bazı hususlarda süratle gerekli düzeltme ve iyileştirmeleri yapmakla görevlendirilmiş; bu çalışmanın 31 Aralık 2017 tarihine kadar tamamlanıp bitirilmesi öngörülmüştür. Bu kadar kısa bir süre içinde gerekli düzeltme ve iyileştirmelerin yapılabilmesi için, üye sayısı sınırlandırılmış bir komisyonla çalışılmış ve hazırlanan taslak, maalesef, birkaç kurum dışında görüşe sunulamamıştır.

Görüleceği gibi, içinde bulunduğumuz 2018 yılının Mart ayında yürürlüğe giren ve İcra ve İflas Kanunu'nun konkordato hükümlerinde köklü değişiklikler yapan 7101 sayılı Kanun, ekonomi politikasına ilişkin özel bir ihtiyaç dolayısıyla süratli hazırlık çalışması sürecini takiben, deyim yerindeyse olağanüstü şartlarda yapılmış bir yasal düzenlemedir.

Bu bakımdan 7101 sayılı Kanunla yapılan konkordato düzenlemesi, hazırlık çalışmasının yapıldığı şartlar bakımından, onbeş yıl kadar önce Hazine Müsteşarlığı ve Dünya Bankası uzmanlarının katılımıyla yine kısa bir süre içinde gerçekleştirilen 5092 sayılı İcra ve İflas Kanunu değişikliğiyle ihdas edilmiş olan “Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması” usulüyle benzerlik göstermektedir1. Ancak bu kere çalışmasını kendisine verilen bir buçuk aylık süre içinde tamamlaması gereken Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri hukukunun İcra ve İflas Kanunu'yla doku uyuşmazlığı yaşaması kaçınılmaz olan düzenlemelerini kaynak almak yerine, İsviçre konkordato hukukunda Anglo Sakson hukukundaki ve Kıta Avrupası hukukundaki son yasal düzenlemelerden ve eğilimlerden yararlanılarak yapılmış olup 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk hukukunun yerleşmiş kavramlarıyla ahenk içinde bulunan değişikliklerin, ülkemizin şartlarını da dikkate almak kaydıyla, hareket noktası olarak kabul edilmesinin uygun olacağı sonucuna varmıştır. Böylece, daha baştan, kazüistik olmaktan uzak, bütün menfaat ve ihtimalleri kapsamak amacıyla konuyu detaya boğmayan, hâkimin takdirine ve sağduyusuna önem veren, daha ziyade ilkeler düzeyinde kalan bir kanun yapma tekniğinin uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu yöntemin de hiç kuşkusuz tartışmaya açık yönleri bulunmaktadır. Fakat uygulama sırasında ortaya çıkabilecek ihtimallerin bolluğu ve çeşitliliği nedeniyle Kanunda açık çözümü veril(e)memiş olan konularda çıkış yolları, düzenlemenin genel ruhundan ve amacından hareketle özellikle yargı içtihatlarıyla oluşturulacaktır.

Komisyon tarafından hazırlanmış olan Tasarıda hiç kuşkusuz eksiklikler bulunabilir. Ümidimiz (yeni) İcra ve İflas Kanunu Ön Taslağı çalışmaları sırasında bu eksikliklerin dikkate alınmasıdır. Bu konuda özellikle öğretiye büyük iş düşmektedir.

Elinizdeki çalışma, bize, kolektif faaliyetin eşgüdümünü sağlamanın son derece meşakkatli olduğunu öğretti. Bu bağlamda, başlangıçta kararlaştırılan ortak ilkelere rağmen, madde açıklamaları ve yorumlarının kapsam ve ele alınış tarzının yazardan yazara ciddi değişiklikler gösterdiğini gördük. Koordinatör mevkiindeki kıdemli öğretim üyeleri, her bir yazarın ortaya koyduğu fikrî üründe, yeknesaklığı sağlamak uğruna ve fakat aynı zamanda akademik özgürlüğe müdahale gölgesini düşürmeden, ne ölçüde katkıda bulunabilecekti? Sonuçta görüş ayrılıklarının karşılıklı tartışmalarla telif edilmesine gayret edilmiş; bunun mümkün olmadığı hallerde akademik özgürlüğe öncelik verilmiştir.

Çalışmayı hazırlayan beş öğretim üyesinin hepsi Konkordato Komisyonunda görev almış bulunmaktadır. TBMM'deki görüşmelere ise Komisyonu temsilen Prof. Dr. Selçuk Öztek katılmıştır. Dolayısıyla çalışmanın, Kanunun seyrini ve tartışmaları ilk elden yaşamış, bu tartışmalara katkıda bulunmuş akademisyenler tarafından meydana getirilmiş olmak gibi bir özelliği mevcuttur.

Elde olmayan bazı nedenlerle çalışmanın son halinin yayına verilmesi ciddi şekilde gecikmiştir. Önemli yazarların konkordatoya ilişkin bazı kitapları (örneğin Sümer Altay/Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 7101 Sayılı Kanun'la Yapılan Düzenlemelerin Işığında, 4.Baskı, İstanbul 2018; Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez -Prof. Dr. Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018) çalışmamız yayına verildikten sonra yayımlandığı veya elimize geçtiği için, bu kitaplardan maalesef ya hiç yararlanılamamış veya (son anda) sadece sınırlı şekilde yararlanılabilmiştir. " (Tanıtım Yazısı)

  • Açıklama
    • " 7101 sayılı Kanunla Değişik İcra ve İflas Kanunu m. 285 – 309 Şerhi

      Yabancı ülkelerde yatırım yapmak isteyen iş çevrelerine yönelik olan Dünya Bankası İş Ortamı Raporları (Doing Business), 2003 yılından bu yana düzenli olarak yayımlanmakta ve ülkelerin yatırım ortamları 10 alt başlık altında kıyaslamalı olarak değerlendirilmektedir. Bu raporların on beşincisi, 31 Ekim 2017 tarihinde yayımlanmıştır. Raporda, her bir alt başlıkta (İşe Başlama, İnşaat İzinleri, Elektrik Temini, Tapu Kaydı, Kredi Temini, Azınlık Hissedar Haklarının Korunması, Vergi Ödeme, Dış Ticaret, Sözleşmenin İcrası, Şirket Tasfiyesi), en iyi performansı gösteren ülkelere göre diğer ülkeler göreceli bir sıralamaya tâbi tutulmakta ve bu başlıklardaki ülke sıralamalarının genel olarak değerlendirilmesi sonucunda ise 190 ülke için “İş Yapma Kolaylığı Endeksi” sıralaması oluşturulmaktadır. 2017 yılında yayımlanan Raporda Türkiye, İş Yapma Kolaylığı Endeksi sıralamasında 190 ülke arasında 60'ıncı sırada yer almıştır.

      Başbakanlığın talimatı üzerine, Türkiye'nin 2018 yılında yayımlanacak olan Dünya Bankası Raporunda daha üst sıralara yükselebilmesi için yapılması gereken mevzuat değişikliklerinin bu konuda ilk sıralarda bulunan ülkelerin yasal düzenlemelerinden de yararlanılarak oluşturulması amacıyla harekete geçilmiş ve Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak kurulmuş bulunan YOİKK (Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu)'in eşgüdümü altında çalışmalara başlanmıştır. Bu çalışmalar çerçevesinde Adalet Bakanlığı, iflas ve konkordato hukuku alanında Dünya Bankası tarafından özel önem atfedilen bazı hususlarda süratle gerekli düzeltme ve iyileştirmeleri yapmakla görevlendirilmiş; bu çalışmanın 31 Aralık 2017 tarihine kadar tamamlanıp bitirilmesi öngörülmüştür. Bu kadar kısa bir süre içinde gerekli düzeltme ve iyileştirmelerin yapılabilmesi için, üye sayısı sınırlandırılmış bir komisyonla çalışılmış ve hazırlanan taslak, maalesef, birkaç kurum dışında görüşe sunulamamıştır.

      Görüleceği gibi, içinde bulunduğumuz 2018 yılının Mart ayında yürürlüğe giren ve İcra ve İflas Kanunu'nun konkordato hükümlerinde köklü değişiklikler yapan 7101 sayılı Kanun, ekonomi politikasına ilişkin özel bir ihtiyaç dolayısıyla süratli hazırlık çalışması sürecini takiben, deyim yerindeyse olağanüstü şartlarda yapılmış bir yasal düzenlemedir.

      Bu bakımdan 7101 sayılı Kanunla yapılan konkordato düzenlemesi, hazırlık çalışmasının yapıldığı şartlar bakımından, onbeş yıl kadar önce Hazine Müsteşarlığı ve Dünya Bankası uzmanlarının katılımıyla yine kısa bir süre içinde gerçekleştirilen 5092 sayılı İcra ve İflas Kanunu değişikliğiyle ihdas edilmiş olan “Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması” usulüyle benzerlik göstermektedir1. Ancak bu kere çalışmasını kendisine verilen bir buçuk aylık süre içinde tamamlaması gereken Komisyon, Amerika Birleşik Devletleri hukukunun İcra ve İflas Kanunu'yla doku uyuşmazlığı yaşaması kaçınılmaz olan düzenlemelerini kaynak almak yerine, İsviçre konkordato hukukunda Anglo Sakson hukukundaki ve Kıta Avrupası hukukundaki son yasal düzenlemelerden ve eğilimlerden yararlanılarak yapılmış olup 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe giren ve Türk hukukunun yerleşmiş kavramlarıyla ahenk içinde bulunan değişikliklerin, ülkemizin şartlarını da dikkate almak kaydıyla, hareket noktası olarak kabul edilmesinin uygun olacağı sonucuna varmıştır. Böylece, daha baştan, kazüistik olmaktan uzak, bütün menfaat ve ihtimalleri kapsamak amacıyla konuyu detaya boğmayan, hâkimin takdirine ve sağduyusuna önem veren, daha ziyade ilkeler düzeyinde kalan bir kanun yapma tekniğinin uygulanması kararlaştırılmıştır. Bu yöntemin de hiç kuşkusuz tartışmaya açık yönleri bulunmaktadır. Fakat uygulama sırasında ortaya çıkabilecek ihtimallerin bolluğu ve çeşitliliği nedeniyle Kanunda açık çözümü veril(e)memiş olan konularda çıkış yolları, düzenlemenin genel ruhundan ve amacından hareketle özellikle yargı içtihatlarıyla oluşturulacaktır.

      Komisyon tarafından hazırlanmış olan Tasarıda hiç kuşkusuz eksiklikler bulunabilir. Ümidimiz (yeni) İcra ve İflas Kanunu Ön Taslağı çalışmaları sırasında bu eksikliklerin dikkate alınmasıdır. Bu konuda özellikle öğretiye büyük iş düşmektedir.

      Elinizdeki çalışma, bize, kolektif faaliyetin eşgüdümünü sağlamanın son derece meşakkatli olduğunu öğretti. Bu bağlamda, başlangıçta kararlaştırılan ortak ilkelere rağmen, madde açıklamaları ve yorumlarının kapsam ve ele alınış tarzının yazardan yazara ciddi değişiklikler gösterdiğini gördük. Koordinatör mevkiindeki kıdemli öğretim üyeleri, her bir yazarın ortaya koyduğu fikrî üründe, yeknesaklığı sağlamak uğruna ve fakat aynı zamanda akademik özgürlüğe müdahale gölgesini düşürmeden, ne ölçüde katkıda bulunabilecekti? Sonuçta görüş ayrılıklarının karşılıklı tartışmalarla telif edilmesine gayret edilmiş; bunun mümkün olmadığı hallerde akademik özgürlüğe öncelik verilmiştir.

      Çalışmayı hazırlayan beş öğretim üyesinin hepsi Konkordato Komisyonunda görev almış bulunmaktadır. TBMM'deki görüşmelere ise Komisyonu temsilen Prof. Dr. Selçuk Öztek katılmıştır. Dolayısıyla çalışmanın, Kanunun seyrini ve tartışmaları ilk elden yaşamış, bu tartışmalara katkıda bulunmuş akademisyenler tarafından meydana getirilmiş olmak gibi bir özelliği mevcuttur.

      Elde olmayan bazı nedenlerle çalışmanın son halinin yayına verilmesi ciddi şekilde gecikmiştir. Önemli yazarların konkordatoya ilişkin bazı kitapları (örneğin Sümer Altay/Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 7101 Sayılı Kanun'la Yapılan Düzenlemelerin Işığında, 4.Baskı, İstanbul 2018; Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez -Prof. Dr. Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018) çalışmamız yayına verildikten sonra yayımlandığı veya elimize geçtiği için, bu kitaplardan maalesef ya hiç yararlanılamamış veya (son anda) sadece sınırlı şekilde yararlanılabilmiştir. " (Tanıtım Yazısı)

      Stok Kodu
      :
      9786053005469
      Boyut
      :
      17 x 24,5 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      526
      Basım Yeri
      :
      Ankara
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      Eylül 2018
      Kapak Türü
      :
      Ciltli
      Kağıt Türü
      :
      I.Hamur
      Dili
      :
      Türkçe
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat