"Ülkemizde tarihsel bazda özellikle Fransız Sistemi ve Doktrini etkisinde başlayan İdare Hukuku alanındaki akademik çalışmalarda, “yabancı” etkisinin halen dahi makul bir noktaya indirgenmiş olduğunu söyleyebilmek güçtür. Nitekim Türk pozitif hukukunu aktardığı iddiasındaki birçok idare hukuku kitabında şuan dahi verilen referansların büyük kısmının yabancı içtihat ve kaynaklar olduğu görülmektedir. Kuşkusuz bu tür bilimsel çalışmalarda bazen yabancı kaynaklara referans verilmesi sakıncalı olmayıp bilakis karşılaştırmalı hukuk boyutunda çalışmaya ayrı bir değer katar. Ancak bu yabancı etkisinin, sürekli olarak kendi ayakları üzerinde durabilen ve gerçek anlamda “ulusal” bir pozitif hukuk uygulaması bulunmadığı varsayımıyla empoze edilmeye çalışılması onur kırıcıdır. Bu nedenle artık kendi ayakları üstünde durmayı başaran ve kendi özgün sistematiğini oluşturabilmiş bir pozitif “Türk İdare Hukuku” oluşturmanın vakti çoktan gelmiş olup, bu Çalışmanın hedeflerinden biri de bu ihtiyaca katkı sağlamaktır.
Öte yandan İdare Hukukunun, hukuk devletinin gerçekleştirilmesinin; hukuk devletinin ise demokratik bir yönetimin ortaya çıkabilmesinin en somut aracı olduğu açık bir olgu olmakla birlikte, görünüşte iyi bir İdare Hukukuna sahip olmanın demokratik bir yönetime sahip olmayı garanti etmediği ve asıl önemli olanın İdare Hukuku ugulayıcılarının bu hukukun gerek ulusal düzeydeki kurallarını gerek evrensel düzeydeki temel ilke ve normlarını kendi vicdanlarında içselleştirebilmeleri olduğu tecrübelerle sabittir.
Buna karşın, hukuka saygılı idareci ve yargıçlara, uygulamaları gereken İdare Hukukunu tutarlı, doğru ve sistematik olarak sunabilmek ve böylece uygulamacılara akademik açıdan doyurucu biçimde teknik altyapı sağlayabilmek ayrıca önemlidir.
Bu olgu, özellikle tam olarak 2018 yılında yürürlüğe giren 2017 Anayasa değişikliği sonrasında Türk Kamu Hukuku sistemimizde yaşanan köklü değişimin doğal sonucu olarak, İdare Hukukunda olağanüstü değişim yaşanmasının idare kukukçularının işini ne kadar güçleştirdiğini de göstermektedir. Bu noktada, artık Temmuz 2018 itibarıyla tamamen yeni bir mecraya giren Türk Kamu Yönetimi sistemimize koşut olarak yepyeni bir İdare Hukuku ile karşı karşıya olduğumuz vurgusuna dikkat çekmek adına, Kitabın ismine “Yeni” ifadesinin eklenmiş olmasına farklı anlamlar yüklenmemesi gerekir.
Ayrıca ifade etmem gerekir ki Kitapta yapılan değerlendirmelerin, yorumların, sınıflandırmaların ve savunulan görüşlerin önemli bir kesiminin mevcut Türk İdare Hukuku Doktrininde ve İdare Hukuku kitaplarında karşılaşılan bilgi, yorum, görüş, değerlendirme ve sınıflandırmalardan farklı olduğu görülecektir. Bu durumu mevcut anaakım görüş ve bilgilere karşı iddialı yeni bir “doktrin” empoze etmeye çalışmak olarak değil, Statükonun yanılmaz ve tartışılmaz olmadığını ve Statükoya karşı alternatif yaklaşımların da olabileceğini göstermek amaçlı olarak, “menü”de alışılmamış ve farklı tatları da denemeyi önermek çabası şeklinde görmek daha “insaflı” bir yaklaşım olacaktır.
Aynı şekilde Çalışmamızda verilen her bilgiye doktrinden hemen bir referans gösterilmesi çabasına fazla girilmemiş olması övünülecek bir uygulama olmasa da, Danıştay’ın en üst yargısal mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’nun özellikle 2011 yılından sonraki içtihatlarına çok sık atıf yapılmış olmasının ve bunlardan sıklıkla örnekler verilmiş olmasının -yani “içtihat” odaklı yaklaşımın- bu durumu telafi edeceği umulmaktadır. Danıştay’ın Kitapta yer verdiğim içtihatlarının büyük kısmına, 2011-2014 yılları arasında icra ettiğim Danıştay Üyeliği görevim esnasında ulaşma olanağım ve şansım olduğunu da belirtmem gerekir.
2016 yılında yine Yetkin Yayınevi tarafından yayımlanan “Türk İdare Hukuku C.I Genel Esaslar ve İdari Teşkilat” isimli Kitabımın Önsözünde; bu Kitabın ilk cildinde “Genel Esaslar ve İdari Teşkilat” konuları incelenmiş olup; sonrasında çıkacak 2. Cildinde “İdari İşlemler ve İdari Faaliyetler”, 3. Cildinde “İdarenin Mal Edinmesi, Mali Sorumluluğu ve Personeli”, nihayet son Cildinde ise “İdari Yargı” konularının ele alınmasının planlandığı belirtilmiş idi. Bununla birlikte, özellikle öğrencilerimden gelen yoğun talepler doğrultusunda, tüm İdare Hukuku ve İdari Yargı konularının tek bir Ders Kitabı ve tek cilt içinde yayınlanmasının daha uygun olacağını düşünerek ve öncesindeki fikrimi değiştirerek işbu Kitabı yayıma hazırladım.
Kitabın yayıma hazırlanmasında dostum Sayın İsmail KÖKSAL’ın ısrarlı teşvikleri ve katkıları belirleyici olduğundan, kendisine özellikle müteşekkirim. Ayaz’ın ve evin yükünü sırtlayarak Kitaba odaklanmamı sağlayan eşim Ülkü’ye ayrıca minnettarım. Ayrıca Kitabın yayımlanması için beni cesaretlendiren Ankara Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsündeki tüm arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım. Düzeltmelerde ve karar tasniflerinde yardımcı olan asistan arkadaşlarım Fatma Betül ÇITAK, Serdar YILMAZ, Ilgın ÖZKAYA ÖZLÜER, Yasin ATALAN ve Enes YALÇIN’a ayrıca teşekkür borçluyum. Yine Kitabın yayına hazırlanmasını sağlayan tüm YETKİN Yayınları ailesine Y. Ziya GÜLKÖK ve Muharrem BAŞER’in şahsında teşekkür ederim." (Tanıtım Yazısı)
- Açıklama
"Ülkemizde tarihsel bazda özellikle Fransız Sistemi ve Doktrini etkisinde başlayan İdare Hukuku alanındaki akademik çalışmalarda, “yabancı” etkisinin halen dahi makul bir noktaya indirgenmiş olduğunu söyleyebilmek güçtür. Nitekim Türk pozitif hukukunu aktardığı iddiasındaki birçok idare hukuku kitabında şuan dahi verilen referansların büyük kısmının yabancı içtihat ve kaynaklar olduğu görülmektedir. Kuşkusuz bu tür bilimsel çalışmalarda bazen yabancı kaynaklara referans verilmesi sakıncalı olmayıp bilakis karşılaştırmalı hukuk boyutunda çalışmaya ayrı bir değer katar. Ancak bu yabancı etkisinin, sürekli olarak kendi ayakları üzerinde durabilen ve gerçek anlamda “ulusal” bir pozitif hukuk uygulaması bulunmadığı varsayımıyla empoze edilmeye çalışılması onur kırıcıdır. Bu nedenle artık kendi ayakları üstünde durmayı başaran ve kendi özgün sistematiğini oluşturabilmiş bir pozitif “Türk İdare Hukuku” oluşturmanın vakti çoktan gelmiş olup, bu Çalışmanın hedeflerinden biri de bu ihtiyaca katkı sağlamaktır.
Öte yandan İdare Hukukunun, hukuk devletinin gerçekleştirilmesinin; hukuk devletinin ise demokratik bir yönetimin ortaya çıkabilmesinin en somut aracı olduğu açık bir olgu olmakla birlikte, görünüşte iyi bir İdare Hukukuna sahip olmanın demokratik bir yönetime sahip olmayı garanti etmediği ve asıl önemli olanın İdare Hukuku ugulayıcılarının bu hukukun gerek ulusal düzeydeki kurallarını gerek evrensel düzeydeki temel ilke ve normlarını kendi vicdanlarında içselleştirebilmeleri olduğu tecrübelerle sabittir.
Buna karşın, hukuka saygılı idareci ve yargıçlara, uygulamaları gereken İdare Hukukunu tutarlı, doğru ve sistematik olarak sunabilmek ve böylece uygulamacılara akademik açıdan doyurucu biçimde teknik altyapı sağlayabilmek ayrıca önemlidir.
Bu olgu, özellikle tam olarak 2018 yılında yürürlüğe giren 2017 Anayasa değişikliği sonrasında Türk Kamu Hukuku sistemimizde yaşanan köklü değişimin doğal sonucu olarak, İdare Hukukunda olağanüstü değişim yaşanmasının idare kukukçularının işini ne kadar güçleştirdiğini de göstermektedir. Bu noktada, artık Temmuz 2018 itibarıyla tamamen yeni bir mecraya giren Türk Kamu Yönetimi sistemimize koşut olarak yepyeni bir İdare Hukuku ile karşı karşıya olduğumuz vurgusuna dikkat çekmek adına, Kitabın ismine “Yeni” ifadesinin eklenmiş olmasına farklı anlamlar yüklenmemesi gerekir.
Ayrıca ifade etmem gerekir ki Kitapta yapılan değerlendirmelerin, yorumların, sınıflandırmaların ve savunulan görüşlerin önemli bir kesiminin mevcut Türk İdare Hukuku Doktrininde ve İdare Hukuku kitaplarında karşılaşılan bilgi, yorum, görüş, değerlendirme ve sınıflandırmalardan farklı olduğu görülecektir. Bu durumu mevcut anaakım görüş ve bilgilere karşı iddialı yeni bir “doktrin” empoze etmeye çalışmak olarak değil, Statükonun yanılmaz ve tartışılmaz olmadığını ve Statükoya karşı alternatif yaklaşımların da olabileceğini göstermek amaçlı olarak, “menü”de alışılmamış ve farklı tatları da denemeyi önermek çabası şeklinde görmek daha “insaflı” bir yaklaşım olacaktır.
Aynı şekilde Çalışmamızda verilen her bilgiye doktrinden hemen bir referans gösterilmesi çabasına fazla girilmemiş olması övünülecek bir uygulama olmasa da, Danıştay’ın en üst yargısal mercii olan İdari Dava Daireleri Kurulu’nun özellikle 2011 yılından sonraki içtihatlarına çok sık atıf yapılmış olmasının ve bunlardan sıklıkla örnekler verilmiş olmasının -yani “içtihat” odaklı yaklaşımın- bu durumu telafi edeceği umulmaktadır. Danıştay’ın Kitapta yer verdiğim içtihatlarının büyük kısmına, 2011-2014 yılları arasında icra ettiğim Danıştay Üyeliği görevim esnasında ulaşma olanağım ve şansım olduğunu da belirtmem gerekir.
2016 yılında yine Yetkin Yayınevi tarafından yayımlanan “Türk İdare Hukuku C.I Genel Esaslar ve İdari Teşkilat” isimli Kitabımın Önsözünde; bu Kitabın ilk cildinde “Genel Esaslar ve İdari Teşkilat” konuları incelenmiş olup; sonrasında çıkacak 2. Cildinde “İdari İşlemler ve İdari Faaliyetler”, 3. Cildinde “İdarenin Mal Edinmesi, Mali Sorumluluğu ve Personeli”, nihayet son Cildinde ise “İdari Yargı” konularının ele alınmasının planlandığı belirtilmiş idi. Bununla birlikte, özellikle öğrencilerimden gelen yoğun talepler doğrultusunda, tüm İdare Hukuku ve İdari Yargı konularının tek bir Ders Kitabı ve tek cilt içinde yayınlanmasının daha uygun olacağını düşünerek ve öncesindeki fikrimi değiştirerek işbu Kitabı yayıma hazırladım.
Kitabın yayıma hazırlanmasında dostum Sayın İsmail KÖKSAL’ın ısrarlı teşvikleri ve katkıları belirleyici olduğundan, kendisine özellikle müteşekkirim. Ayaz’ın ve evin yükünü sırtlayarak Kitaba odaklanmamı sağlayan eşim Ülkü’ye ayrıca minnettarım. Ayrıca Kitabın yayımlanması için beni cesaretlendiren Ankara Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsündeki tüm arkadaşlarıma şükranlarımı sunarım. Düzeltmelerde ve karar tasniflerinde yardımcı olan asistan arkadaşlarım Fatma Betül ÇITAK, Serdar YILMAZ, Ilgın ÖZKAYA ÖZLÜER, Yasin ATALAN ve Enes YALÇIN’a ayrıca teşekkür borçluyum. Yine Kitabın yayına hazırlanmasını sağlayan tüm YETKİN Yayınları ailesine Y. Ziya GÜLKÖK ve Muharrem BAŞER’in şahsında teşekkür ederim." (Tanıtım Yazısı)Stok Kodu:9786050504231Boyut:16x23,5Sayfa Sayısı:796Basım Yeri:AnkaraBaskı:1Basım Tarihi:2019 NisanKapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:1. HamurDili:Türkçe